İnsanın mutluluk arayışında hayatına anlam kazandırma ve varoluş gayesini bulma çabası, evrensel bir kavramdır. En eski medeniyetlerden modern çağın insanına kadar uzanan bu arayış serüveninde, pratikleri farklı da olsa tüm kültürlerde görülen ortak unsur kişinin kendi özünü tanıma çalışmalarıdır.
Tasavvufi terbiyede ifade edilen “ Kendini bilen Rabbini bilir” düsturu da bu ana unsuru yansıtır. Bu ay tanıtımını yapacağımız kitabımızda da modern çağın aynı zaman da psikolog da olan bir şeyh efendisinin dilinden kendini tanıma ve tahlil pratiklerini görüyoruz.
Prof. Dr. Robert Frager’ in, tanıtımını yapacağımız “Sufi Talks: Teachings of an American Sufi Sheikh” kitabı, Türkiye’de Sufi Kitap yayınevi tarafından “Sufi Terapistin Sohbet Günlüğü” başlığıyla yayınlandı.
Yazarımız ‘Kalp, Nefs, ve Ruh” kitabında ilahi aşkın kaynağı olan kalbin katmanlarını, tasavvufi terbiyede ifade edilen nefsin mertebelerini ve seyr u süluk olarak isimlendirilen bu nefis mertebelerinden geçilerek nefsin terbiyesini ve ruhi gelişimin nasıl sağlandığını, bu yedi nefis mertebelerine denk gelen kalbin katmanlarını detaylı anlatarak manevi rehberlik çözümlerini sunarken “Sufi Terapistin Sohbet Günlüğü’” kitabında ise, çeşitli zamanlarda dergâhlarında ihvan, muhibban ve misafirleriyle yapmış oldukları toplantılar esnasındaki sohbetlerin bir kısmında anlatılanlar yer alıyor. Kitapta yer alan sohbetlerde, çarpıcı tasavvufi anekdotlar, menkıbeler anlatılıyor ve bunların ışığında, kendini tahlil ve tanıma amacına yönelik özgün sorularla nefsin oyun ve hilelerine ışık tutuluyor. Böylece nefsin terbiyesinin sağlanması ve nihayetinde iyi bir kişilik oluşturulmasına yönelik pratikler sunuluyor. Evlilikten misafirperverliğe, duanın önem ve usulünden ibadetin iç dinamiklerine, tefekkür ve zikrin ehemmiyeti, Allah ile olan rabıtanın öneminden bilginin amele dönüştürülmesi gerekliliğine kadar geniş bir konu yelpazesi altında, klasik tasavvufi terbiye ögeleri, 21. yüzyılın psikolog bir irşat ehlinin terapist diliyle, hasta gönüllere şifa reçeteleri olarak verilmekte. Manevi rehberlik misyonunun yaşanır dinamikler oluşturulmasının en etkin metodu olan bu sohbetler ile, buhranlı ruhlara derman bulmada, modern psikolojinin terapi seanslarının işlevinin birleştiğini görüyoruz.
Kalbinizi ve ufkunuzu açacağını düşündüğümüz, her bir bölümü tefekkür ede ede zevkle, sıkılmadan okunacak, gerçek anlamda manevi bir rehberlik misyonu taşıyan bu güzel eserden vermek istediğimiz birçok alıntı olmasına rağmen, zor da olsa aşağıdakileri seçerek siz değerli okuyucularımız için derledik:
“Tasavvuf, bizim zahiri amellerimizin içimizdeki etkilerine, uzantılarına odaklanır.”
“Zahiri şekle uymak, batini neticeyi hiç bir şekilde garantilemez. Ama hepsi dış sekle uymakla başlar.”
“İslam’ın daha derindeki manası, kendi nefsimizin arzu ve ihtiyaçlarının ötesine geçip de muteal varlığa tabi olabilme istidadımıza işaret etmektedir.”
“Bir mürşit işaret eder, yol gösterir; uyana, takip edene…”
“Mürşit bizim arayışımızda yol gösterir ama hakikate irşat eden parmak ne kadar mübarek olsa da bizim kendi parmağımız değildir; bizatihi hakikat değildir. Hakikate işaret eden bir parmaktır, o kadar.”
“Senin manevi yolunu yürüyebilecek tek kişi yine sensin.”
“Başka bir kişinin manevi yolculuğu bizimkiyle kesinlikle aynı olmaz. Ama yol aynı yoldur.”
“Tasavvuf ilahiler söylemek, raks etmek, alengirli kitaplar okuyup divanlara dalmak değildir. Edeptir, edeptir, edep…”
“Muzaffer Efendimin dediği gibi, “başkasının üstünde necaset gördüğünde kendi gözlük camındaki pisliği temizle.” Kendi kusurumuzu hep karşıdaki kişide görürüz.”
“Üniversiteler ve fakülteler hala “maarifin kaleleri” oldukları efsanesine sarılıyorlar. Onları, her sene seri üretimle binlerce mezun üreten eğitim fabrikaları olarak isimlendirmek çok daha dürüstçe olurdu.”
“Eğer bir rehber / mürşid zihninizi bir yere park edip zekânızdan vazgeçmenizi söylerse, ondan arkanıza bakmadan kaçın.”
Ayşe Bayrak
[bdp_ticker ticker_title=”Son Yazılar” theme_color=”#dd9933″ font_color=”#4c4f56″]
Yorum Bırakın / Leave a Comment