Prof. Abdul Ahad Dawud (David Benjamin Keldani) 

Tarihte, İncil ve Tevrat’ta bildirilen ve gelmesi beklenen son peygamberin Hz. Muhammed (SAS) Efendimiz olduğunu fark eden, kutsal metinlerdeki tutarsızlıkları görerek bunların insan eliyle tahrif edilmiş olduğu gerçeğini idrak eden birçok Hristiyan ve Yahudi din adamı vardır. Yüksek dereceli bir rahip iken sonradan Müslüman olan David Benjamin Keldani de bunlardan biridir.

David Benjamin Keldani, 1867 yılında İran’ın Urumiye şehrinde (1) doğdu. Nestorian Katolik (2) olarak ilk eğitimini burada aldı ve 1886-89 yıllarında İngilizlerin bölgede kurduğu Anglikan Misyonerlik Okulunda dekan olarak öğretmenlik yaptı. 1891’de İngiltere’de Mill Hill Üniversitesi’nin Yabancı Misyonerlik Koleji’nde çalışmalarına devam etti. Yükseköğrenim yapmak için gittiği Roma’da Propaganda Fide Koleji’nde felsefe ve teoloji alanlarında eğitimine devam etti ve Roma’da iken birçok dergide makaleler yayınladı. 1895’de yüksek rütbeli bir rahip olarak atandıktan sonra ülkesine dönüp, Fransızların Lazarist Misyonerlik okulunda göreve başladı ve bu okulun Süryanice dilinde yayınlanan ilk aylık dergisini çıkardı. 1898’de köyünde bir okul açtı, aynı yıl Urumiye bölgesinin tüm din işlerinin idaresiyle görevlendirildi.

Keldani, inzivaya çekilmeden önce 1900’un yılbaşında, Salma bölgesindeki St. George’s Khorovabad Katedrali’nde, aralarında Katolik olmayan Ermenilerin de olduğu büyük bir kalabalığa son vaazını yaptı. “Yeni Çağ ve Yeni İnsanlar” konulu bu vaazı, üst düzey kilise makamlarınca endişeyle karşılandı ve çeşitli mecralarda geniş yankılar uyandırdı.(3)

Keldani, 1900 yılı yazında, uzun süredir ruhunu kemiren şüphelerine çözüm bulmak için bilimsel etütler ve meditasyon yapmak amacıyla bir aylığına köyünde inzivaya çekildi. İncil’in Aramice/Süryanice ve İbranice yazılmış en eski metinlerini defalarca okuyup detaylı tahliller yaptı. Elde mevcut olan metinlerdeki tutarsızlıklar ve bariz tahrifler, farklı İncil versiyonlarını benimsemiş, birbiriyle çatışan birçok mezhebe bölünmüş Hristiyanlık inancının Tanrı’nın gerçek dinini temsil edip etmediği konusundaki şüphelerini daha da güçlendirdi. İnziva sonrası, kilise yüksek idari makamlarının dilekçesini kabul etmemesine rağmen, resmi olarak tüm vazife ve yüksek rahiplik unvanlarından istifa edip Katolik mezhebinden ayrıldı.

Bir süre bölgede Dawud Bey unvanıyla tercüman ve özel öğretmen olarak çalışan Keldani, 1903 yılında tekrar İngiltere’ye gitti ve Üniteryan Kilisesi’ne katıldı. 1904 yılında bu organizasyon tarafından, kendi bölge halkını aydınlatmak ve eğitmek için Urumiye’ye vazifeli olarak gönderildi. Memleketine giderken yolu üstünde İstanbul’a uğradı, dönemin Şeyhülislamı Mehmed Cemaleddin Efendi ve birçok ulema ile görüşmeler yaptı. Nihayetinde İstanbul’da “Allah’a teslimiyet” olan İslam’ı kabul edip Abdul Ahad Dawud ismini aldı. Dawud, Müslüman olduktan sonra The Islamic Review ve Akşam Gazetesi gibi birçok dergi ve gazetede makaleler yazdı.

Prof. Dawud, The Islamic Review dergisinde yayınlanan makalelerini derleyerek  “Muhammad in The Bible” başlığı ile 1928 yılında yayınladı. Bu makalelerde İncil ve Tevrat’ın, İbranice ve Aramiceden Latinceye ve devamla İngilizce ve diğer dillere yapılan tercümelerindeki kasıtlı tahriflere ışık tutmakta, mevcut metinlerdeki tutarsızlıkları, başta teslis inancı olmak üzere birçok yanlış algı ve saplantıları tenkitli olarak mukayeseli izah etmektedir. 

Perdelenen gönüllerin gözlerini açmak, Hristiyan olan eski meslektaşları ve yakın çevresi de dâhil geniş kitlelere hakikatin ulaşması için samimi bir hizmet niyetiyle kaleme aldığı eserlerinin sadakayı cariye sevabı kaynağı olması ve daha nice yolunu şaşırmışlara ışık tutması dileklerimizle, 1940 yılında vefat eden Abdul Ahad Dawud (David Benjamin Keldani)’yi  rahmetle anıyoruz.

Ayşe Bayrak

Nisan 2022

Dip Notlar

1) Urumiye şehri, İran’ın kuzeybatısında, Türkiye’nin Hakkâri şehrine komşu, çoğunlukta Azeri Türklerinin, azınlıkta Asurlu Ermeni Hristiyanların ve Farisilerin yaşadığı, İran’ın 10. kalabalık şehridir. Bir İslam diyarı olmasına rağmen şehrin mükemmel şekilde korunmuş olan katedral ve kiliseleri, asırlarca korunup gözetilen Hristiyan geçmişine halen şahitlik etmektedir.

2) Asurlu/ Nestorian Kilisesi, Keldani ayin ve metotlarını uygulayan Doğu Katolik Kilisesinin bir koludur.

3) Keldani, 1900 yılı başında yaptığı bu son vaazında, Katolik, Amerikan, Anglikan Misyonerlerin, karanlık siyasi emelleri uğrunda, bölgedeki Hristiyan halkı birbirine düşman inanç gruplarına böldüğü ve bunun bölge halkına büyük felaketler getireceği gerçeğini hatırlatarak bölge halkını uyarmış ve onlara özverili bir şekilde bu faaliyetler karşısında direnmelerini tavsiye etmiştir.

Keldani, bu tarihlerde bölgede faaliyet gösteren Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman ve Rus kilise misyonerleri, sahip oldukları okulları, zengin grup ve ailelerce finanse edilen basın yayın organları, diplomatik elçileri vasıtasıyla, Süryani olan bölge halkını kendi mezheplerine çekme kavga ve yarışında olduğu gerçeğini vurgulamıştır. Rusya’nın Ortodoks kilisesi bu yarışta üstün geldiğini ve bölge halkını mevcut yöneticileri olan Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtıp ayaklandırmayı başardığını ifade etmiştir.

Kaynaklar

[bdp_ticker ticker_title=”Son Yazılar” theme_color=”#dd9933″ font_color=”#4c4f56″]

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top