Her sabah mimarisi haç sembolünden esinlenerek inşa edilmiş, Batı yarım kürenin en yüksek eğitim binası olarak bilinen Cathedral of Learning’de kulaklarımı tıkayacak yüksekliğe çıkıp, günüme başlıyorum.
Kısalan sonbahar ve kış günlerinde daha güneş yüzünü göstermeden ofisimin kapısını açıyorum. Benimle aynı saatlerde yola dökülen bir sürü insan ve benden önce işe koyulmuş bir çok da çalışan var bu memlekette. Bilgisayarımın açılmasını beklerken, güneşin pembemsi rengini bulutlara çalarak Pittsburgh ufuklarında belirişine, Rabb’imin bu güzel mucizesine şahitlik ediyorum. Amerikalıların “Time is money” ya da “Vakit nakittir” algısından mı olsak gerek, bu fevkalade manzaraya nazar edişim kısa sürüyor ve günümün büyük bır kısmını geçireceğim bilgisayar ekranına çeviriyorum başımı.
Kimi sabah katedral binasının sessizliği, bilgisayarımdan gelen “ezkar-ı sabah” sedası ile sona eriyor. Ve zamanında Hristiyan eğitim yuvası olarak düşünülmüş bu yapının duvarları, güzel bir Arap makamında çekilen zikre inceden inceye kulak veriyor. Rabbime çok şükür, namaz vakti geldiğinde, bu taşların üzerine seccade de seriliyor. Bazen seccadeyi görmek isteyen meraklı iş arkadaşlarım oluyor bazen de “Benim için de dua eder misin?” diye soran içten Amerikanlar. “Allah hidayet versin, doğru yolu buldursun!” diye dua ediyorum. Asıl Yaradan’ı bilmeden, beyhude geçen bu ömürleri gördükçe, hidayet nimetine ne kadar da az şükrettiğini fark ediyor insan. Rabbim sırat-ı müstakim üzerinde sapasağlam duranlardan eylesin cümlemizi.
Yukarıda bahsettiklerim işte klasik bir günüm. Türkiye’de yaşadığımız dönemde, birisi çıkıp karşıma: “Sen, bundan 10 sene sonra, Türkiye’den çok uzakta, Pittsburgh adında bir şehirde, kimliğinden ödün vermeden yaşayıp, üstelik okulunu bitirip, çalışıyor olacaksın!” dese, “Şaka mı yapıyorsun?” diye düşünebilirdim muhakkak. Elbette, başörtüsü sorununun yaşanmadığı bir yerlerde üniversiteye gitmeyi arzu ediyordum fakat Amerika aklımın ucundan geçmezdi. Avrupa, Meriç ve Tuna’nın öteki yakası belki ama, Amerika okyanus ötesi…
Bu topraklarda yiyecek ekmeğimiz varmış, 2004’ten beri ABD’nin Pennsylvania eyaletinin Pittsburgh şehrinde yaşıyoruz. Allah’a çok şükür, lisenin son iki senesini ve üniversiteyi hiç örtü problemi yaşamadan bitirdim. Dini açıdan da kendimi daha iyi geliştirme imkanı buldum burada. Kutsal topraklara gittiğinizde karşınıza çıkan insan mozaiğinin küçük bir numunesini yaşadığımız bu şehirde teravih namazları aynı Kabe-i Şerif’te kılınanlara benziyor, iftarlarda farklı bir coşku var, bayramlar deseniz gayet canlı geçiyor. Tabii benim ailemin de burada olmasının bu güzel resmi çizmemdeki etkisi büyük. Gurbet, yine gurbet. Her yaz Türkiye’ye gitmemize rağmen, akrabalarımla bir hasret gidereyim, bir sıla-ı rahim yapayım dediğinizde, okyanus aşılmaz bir dağ gibi önünüzü kesebiliyor bazen.
“Dil sorunu çektiniz mi?” diye soranlar çok oluyor. Çekmez olur muyuz! Ben Türkiye’de hazırlık okuduğum için iyi bir gramer temeli ile gelmiş olmama rağmen okulun ilk dönemi çok zorlandım. Hiç ağzımı açmadan eve geldiğim günler oldu. Belki 10-15 dakikada bitecek ödevler üzerinde, dil engeli yüzünden saatler harcadığımı bilirim. Yıllarca yanımda sözlük gezdirdim. Olur ya, önemli bir kelimenin İngilizcesini bilemem ya da hatırlayamam diye. Zahmetsiz, rahmet olmuyor. Zorlandık ama semeresini, yabancıların İslam ile ilgili sorularını cevapladığımda ve muhtelif milletlerden din kardeşlerimle rahatlıkla anlaşabildiğimde görüyorum.
Amerikan eğitim sisteminin artılarından birisi, okumak istediğiniz bölümü önceden belirleme zorunluluğunuzun olmaması. Lise 3 ve 4’te bizim üniversiteye giriş sınavı benzeri SAT’ye girip, okumak istediğiniz üniversitelere başvuruda bulunuyorsunuz. Ben de bu sınava girip, Pittsburgh Üniversitesi’nde lisans eğitimimi aldım. Annemin isteği üzerine ilk iki dönem tıp dersleri alsam da sevmediğimi farketmem çok sürmedi. Matematiğin uygulanabilirliğini gördüğüm işletme-iktisat alanına kaydım ve finans anadalı, ekonomi yan dalı ve global ekonomi ve global idare sertifikası ile üniversiteyi bitirdim. Bir seneye yakındır Stratejik Kaynak Analiz Uzmanı olarak çalışıyorum. Aynı zamanda, Pittsburgh Üniversitesi’nde part-time bir MBA (İşletme alanında Yüksek Lisans) programına başladım. Asıl çalışmak istediğim alan İslami Finans ama Amerika’da yüksek lisans seviyesinde bu sahada eğitim veren kurum şimdilik maalesef yok.
“Amerika’da bir başörtülü olarak çalışmak nasıl?” diye soruluyor bazen. Örtülü olarak mülakatlara girdiğimde, bazen tesettürlü birini işe almaktan çekindikleri izlenimine vardığım oldu. Fakat, şu anda çalıştığım iş ortamında, giyim-kuşamım ile ilgili olumsuz hiç bir durumla karşılaşmadım çok şükür. Hemen hemen her hafta dinimle ilgili bir iki soru alıyorum. Oda arkadaşımın “Bu yaşlı Katoliğe güzel inançlarınla ilgili çok şey öğrettin!” yazılı bir kartpostal vermesi üzerine, gayri Müslim ülkelerde İslam ile ilgili menfi düşünceleri kırmak adına Müslüman öğrenci ve çalışanlara çok önemli tebliğ görevi düştüğü yönündeki kanaatim kuvvetlendi.
Rabbimiz, bizim ve tüm kullarının kalplerini iman, İslam ve ihsana aç. Bize izzet ve dinini hakkıyla temsil edebilme gücü ver. Amin.
Melek H. Yazıcı Uçar
Muhteşem bir üslup akıcı bir anlatım samimi niyetesahip bir gonul ile boyle güzel bir anlatım …söyleyecek soz yazacak kelime bulamadım daha fazla…Rabbim her is ve amelimizden razı ve hoşnut olsun…niyetinizi Salih kılmanıza yardım eylesin…
Türkiye’de inancımızdan taviz vermeden yaşıyor da olsak, tebliğe böylesine açık, hatta aç insanlara ulaşma şansımız yine de gurbettekiler kadar olmuyor.
Allah ömrünüzü bereketlendirsin, yolunuzu açık etsin.
Hem eğitim hem de iş alanında kıymetli tecrübelerinizi paylaştığınız için Allah razı olsun.Zira sizler gibi bilinçli olan kardeşlerimizin,yaşadığı zamana çok şey kattığını düşünüyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Guzel dilekleriniz icin tesekkurler, Neriman Abla.
Harika! cok begendim tskler…
Sevgili Melekcim, sizin gibi guzel ornek teslik edecek genclere cok ihtiyacimiz var. Duygularini ve yasadiklarini cok guzel dile getirmissin. Bence sadece yasli katolige degil, bir cok muslumana da davranislarinla cok guzel seyler ogreteceksin. Sozumuz, davranisimiz, konusmamiz her halimiz teblig olacak, hic bir animizi gaflet ile gecirmeyecegiz ins. Ben bunu, sikintilarin yaninda yurt disinin bize geri donen en onemli kazanimi olarak goruyorum. Rabbim islerinde yardimcin olsun, gonul uyanikligin devam etsin. Sevgi ve muhabbetlerimle
Amin, Rabia Ablacim.