Amerika’da Ramazan, Müslümanlar arası bir dayanışma için tetikleyici bir etken oluyor. Gün içinde iş yerlerinde, okullarda ellerinde mis kokan kahvelerle dolaşan insanların arasında bireysel olarak tutulsa da oruçlar, azınlık olmanın verdiği bir dayanışma ihtiyacıyla Müslüman olmanın bilincinin bir harmanına dönüşüyor iftarlar ve dahi sahurlar.
Aile olarak yaşayanların Ramazan tecrübeleri biraz daha çocuklarına bir festival havası oluşturma gayretleri çerçevesinde toplanıyor. Camilerde, evlerde Ramazan’ı bir festival havasında geçiren gençlerin çocukluklarından gelen bu coşkuları üniversiteye başladıklarında daha çok kampüs merkezli Ramazan etkinlikleri organize ederken kendisini gösteriyor. Bu etkinlikler genellikle Müslüman Öğrenciler Birliği (Muslim Student Association) çatısı altında gerçekleştiriliyor. Ailesinden uzakta bir yerde üniversite eğitimi alan Amerika’da büyümüş Müslüman gençlerin yanı sıra, ailelerinden çok daha uzakta olan yabancı öğrenciler için okul iftarları, sahurları, teravihler ve bayramlar aile ortamı özlemini giderirken kendine has tatlar da bırakıyor anılarda.
Ramazan’ın özellikle okul dönemine denk geldiği zamanlarda, hele bir de öğrencilerin çoğu evlerden ziyade okul yurtlarında yaşıyorsa, okulda bir aylık iftar planı düzenlenir. Kampüs iftar hazırlıkları Ramazan’dan oldukça önce başlamak zorundadır, zira diğer öğrenci etkinlikleri ile çakışmaması için boş bir salonun bir ay boyunca iftar saati için rezerve edilmesi gerekir. Kampüste iftar edecek ortalama kişi sayısının belirlenmesi, günlerin gönüllülere dağıtımı, iftarda kullanılacak kaşık çataldan peçetenin tedarik edilmesi yine MSA üyeleri tarafından paylaşılan görevler arasındadır.
Bazı iftarların civardaki Müslümanların bağışlarıyla yine Müslümanlara ait restoranlardan sipariş edilen yemekler ile düzenlenmesi kampüs iftar geleneğinin bir parçası. Bazı günlerde ise üç dört öğrencinin masrafları ortaklaşa paylaşarak siparişleri karşılaması, ya da evde kalan arkadaşlarının mutfağında marifetlerini sergileyerek yaptıkları yemeklerle iftar etmek de sıklıkla mümkün.
Kampüs iftarlarının en güzel yanı şüphesiz öğrencilerde birlik ruhunu uyandırması. Vaktin girmesiyle Mescid-i Haram hareketliliği başlar adeta. Etrafta birbirine hurma ve su ikram edenlerin telaşını bir kamet sesi bozar ve önce odanın bir köşesine serilmiş seccade görevi gören çarşafların (evet, gerçekten yatak çarşafı) üstünde akşam namazı kılınır. Namazı biten erkekler kendi sırasına, kızlar kendi sırasına girerek yemeklerini alırlar. Tek masadan servis ediliyorsa, kampüsüne göre değişse de öncelik kızlardadır.
İftarların bir güzel yanı da gayrimüslim misafirlerdir. Herhangi bir üniversite öğrencisini cezbeden bedava sıcak yemeğin sıcaklığı buzları ve önyargıları da eritir. Müslüman sınıf arkadaşının peşine takılıp iftara gelenler de kendilerince tecrübeler yaşar. Hatta muhabbetin artması ile kendileri de katkıda bulunur, gelirken ellerinde ikram edilmek üzere bir tatlı, bir içecek getirirler. Bütçelerin elvermesi durumunda okulun balo salonu veya spor tesisi gibi bir yerde profesörler ve diğer öğrencilerin davetli olduğu iftarlar da düzenlenir; farklı konuşma ve sunumlarla İslam, Ramazan ve oruç hakkında Müslümanlar için hatırlatıcı, gayrimüslimler için ise faydalı bilgilendirmeler yapılır. Hatta bazı kampüslerde MSA diğer dini gruplarla da iletişim halinde ise “Fastathlon” diye isimlendirdikleri fast (oruç) athlon (maraton gibi spor/yarış anlamında) gönüllü gayrimüslimlerin Müslümanlarla empati kurmak amacıyla gerçekleştirdikleri bir etkinliğin sonu olarak toplu bir iftar düzenlenir ve yine bölgeden bir imam çağrılarak, veya yeterince bilgi sahibi bir Müslüman öğrencinin orucun amacına dair konuşmasıyla etkinlik tamamlanır.
İftarın bitmesiyle abdest alma hazırlıkları hız kazanır, çünkü teravih vakti yaklaşmaktadır. Çizelge hazırlanmasa da arabası olanlar (ki Amerika’da araba sahibi olmak yaygındır) olmayanları kendiliğinden paylaşır ve en yakındaki caminin yolu tutulur. Caminin uzak olduğu yerlerde kampüs yine en iyi alternatiftir.
Ailesi ile yaşayan öğrencilerin okul arkadaşlarını iftarda – ve yatıya kalınırsa sahurda – ağırlaması da adettendir. Yine bazı öğrenci evlerinde de yakın arkadaşlar arası iftar ve sahurlar yapılır. Bu sahurlar özellikle yurtta kalanlar için daha kıymetlidir; sahur vaktinde normal şartlarda okulda yemek bulmak mümkün değildir. Kampüste kalan öğrenciler sahur yiyeceklerini akşamdan hazırlamak durumundadırlar. Bazı MSA’ler bu nedenle Ramazan öncesi hazırlıklara bu konuyu da dâhil ederler. Eğer Müslüman öğrenci sayısı yeterince fazla ise, tıpkı final haftalarında olduğu gibi, Ramazan boyunca kampüs içindeki yiyecek mekânlarını 24 saat açık kalması konusundaki talepler öğrenci işlerine iletilir. Böyle bir imkân olmadığında ise bazı okullarda MSA’ler sandviç, bisküvi ve meyve suyu gibi yiyeceklerden oluşan sahur paketlerini kovalarla okul mescidinin girişine yerleştirirler.
Ramazan evden uzakta olan Müslüman öğrenciler için “home away from home” tabiriyle ailelerinden uzakta büyük bir ailenin parçası olarak hissetmelerini sağlamanın en güzel yollarından biri oluverir. İman tazeleme amacıyla hareket eden gençlerin paylaşma ve dayanışma içine girmesi, aile yanında geçirilenlerden farklı olsa da kendine özgü güzellikleri olan Ramazanlar geçirmeye vesile olur. Damaklarda yemeklerden başka tatlar da kalır. Oruçlar, iftarlar, sahurlar, sohbetler, teravihler derken bayramın gelmesiyle şenlik doruğa ulaşır. Kampüsteki spor sahalarından birinin bayram namazı için ayarlanmasıyla öğrenciler, ailelerinin yanlarına gidemedilerse eğer, ev sahipliğine soyunur, geleneksel kıyafetleri içinde kadın erkek namaza gelenlere yardımcı olurlar.
Kampüs Ramazanları İslam’ın evrenselliğinin hissedildiği etkinlikler oluverir pek çok öğrenci için. Hedefte tutulacak oruçlar, kılınacak teravihler ile feyzinden faydalanılmak istenen bir ayın hakkıyla yaşanması olunca şartlar ne olursa olsun samimiyetle en uygun ortamı oluşturmak çabasıdır gösterilen. Müslüman kardeşliğinin keyfine varmaktır gençlik heyecanıyla.
Ah tabi bir de o iftar tabaklarından masadaki ders kitaplarına, defterlere damlayan yemekler olmasa:)…
Meryem Ay
Yorum Bırakın / Leave a Comment