Z kuşağının yaşadığı kaçınılmaz sorunlarından olan, çocukların teknoloji ile çok erken yaşta tanışması ve bunun kontrolünün hangi seviyede olması gerektiği, ebeveynlerin ve öğretmenlerin sıkça gündemlerine aldıkları konulardandır.
Yapılan çalışmalar, çocukların ve gençlerin uykudan sonra en çok zaman geçirdikleri aktivitelerin tablet, telefon, televizyon ve video oyunları gibi “ekranlı” aktiviteler olduğunu göstermektedir. Bu çalışmalara ek olarak benzer durumlar aileler tarafından da sıkça gözlemlenmektedir. Aileler özellikle sınır koyma konusunda ciddi problemler yaşamaktadır. Bunların en büyük nedenlerinden biri, dış ortam aktivitelerinin azalması ile çoğalan teknoloji kullanımıdır. Eskinin sokakları artık yok! Çocuklar gün boyu evdeler ve evdeki çocukları oyalamanın en kolay yolu ise onları ekran başına oturtmak. Diğer büyük etkenlerden biri de ebeveynlerin, yakın çevrenin iş veya kişisel sebeplerden ötürü teknolojiyi sık ve çocukların yanında kullanmalarıdır.
Çocukların maruz kaldıkları ekran çeşidi gün geçtikçe artıyor. Tabii, her ekran maruziyeti aynı şartlarda oluşmuyor. Bazı aileler çocukları ile beraber programları seyreder ve etkileşim kurarken, bazı aileler küçük çocuklarının ekran zamanını diğer işlerini yapmak veya dinlenmek için kullanmaktalar. Programların içeriği de farklılık göstermektedir. Çocuklar sadece çocuk programlarına değil, anne babalarının seyrettiklerine de maruz kalmaktadır. Birçok evde TV neredeyse gün boyu açık kalmakta ve arka planda çalışmaya devam etmektedir. Şüphesiz evimizdeki bu ekran artışının birçok etkisi var. Ekranlar hayatımıza konfor ve keyif kattılar ama hayatımızdan birçok şeyi de alıp götürdüler. Bu zararın en büyük etkisi ise çocuklar üzerinde oldu.
Daha uzun süre ekranlara maruz kalan çocukların gelişiminin olumsuz yönde etkilendiğini gösteren birçok çalışma bulunmaktadır. Özellikle olayların normal yaşam hızından farklı olduğu TV programlarını izlemenin çocuklarda dikkat sorunları, bellek sorunları ve öğrenme sorunları ile ilişkili olduğu öne sürülmüştür. Küçük çocuklarda uzun süre ekrana maruz kalmak konuşmayı geciktirmektedir. Anne babanın devamlı TV seyretmesi de çocukla geçirdikleri zamanın uzunluğunu ve kalitesini düşürdüğü için, çocuğun konuşma gelişimini yavaşlatıcı bir etkendir. Yani, çocuk direkt seyretmese bile anne babanın devamlı TV seyretmesi de çocuğun dil gelişimini yavaşlatır. Birçok çocukta TV ve ekran süresinin belirgin olarak kısaltılması veya ekran ilişkisinin kesilmesi ile dil gelişimine ve çocuğun insanlarla ilişki kurmasına çok olumlu etkileri olduğunu gözlemlenmektedir.
Ekran zamanı ile ilişkili görünen diğer bir durum da otizm.
Otizmi olan çocuklar, tekrarlayıcı uyaranlara karşı hassas oldukları için televizyon ve bilgisayar oyunlarına daha duyarlı olabilirler. Ekrana uzun süre maruz kalmak, otizmi olan bireylerde var olan sosyal etkileşim ve dil sorunlarını daha da belirginleştirebilir. Bu nedenle otizm belirtileri gösteren çocuklarda ekran zamanı en aza indirilmelidir ve bunun yerine anne baba ile sosyal ilişkinin geliştirilmesine yardımcı olacak oyunlara zaman ayırılmalıdır.
Peki, anne babalara hangi önerilerde bulunulabilir?
Öncelikle ekran, çocukların oyun hakkını elinden alarak onlara zarar verir. Onlara serbest oynamaları için fırsat verelim. Çünkü çocuk dünyayı oyunla keşfeder ve tanır. Üstelik oyunun iyileştirici ve geliştirici etkisi de vardır. Çocuk oyun oynadığında duygusal, sosyal ve bilişsel becerileri gelişir. Çocuk oyunla rahatlar.
Çocuklarımızın ekrana değil insana ve yüz yüze kurulan ikili ilişkilere ihtiyacı vardır. Sanal oyunlar hiçbir zaman gerçek doğal oyunların yerini tutamaz. Çocuklarımızın oyunlarına dahil olmaya çalışalım. Birebir ikili oyunlar ya da ailecek oynanabilecek oyunlar üretelim. Örneğin kutu oyunları ve hafıza kartları, ailecek düzenlenecek turnuvalar ve yarışmalar, kitap ve hikaye okumaları, vb.
Çocuklarımızla beraber TV izleyelim. İzlediklerini takip edelim. İzlerken yorum yapalım, onların düşüncelerini öğrenelim. Yerinde ve gerekli müdahaleleri yapalım. Ekran saatlerine sınır koyalım. Her gün belirli aralık ve rutinlerle takip edelim. Anne-babaların ekran kilitleri-şifreleri olmalı ki çocuk her istediğine ulaşamasın.
Çocuklarımızın Z kuşağında olduğunu unutmadan, teknolojiden doğru ve kaliteli şekilde yararlanmaları biz anne-babaların elinde. Tamamen soyutlamadan, yaşına uygun ama sınırlı ölçüde ebeveyn kontrolünde ekran çocuk ilişkisi dozunu ayarlamalıyız.
Esma Nur Kander
Yorum Bırakın / Leave a Comment