Araştırmalara göre, nitelikli göçmen ve beyin göçü olarak değerlendirilen Amerika’ya Türk göçü, 19. yy`in sonu, 20. yy`in başlangıcına denk gelir. Bu göç zaman zaman akımlar halinde devam etmiş ve günümüzde özellikle gençlerin hayali olmuştur. Yine araştırmalar göstermiştir ki; uyum süreci en az 1,5 yıl ila 5 yıl arasında sürmekte, bazıları ise uzun zaman sonra bile alışamamakta; ya geldiği ülkeye geri dönmekte veya içinde bulundukları duruma katlanmaktadır.
Eğer bir ülkeden, başka ülkeye göç varsa, göçülen ülkeden köken ülkeye de geri göç her zaman muhtemeldir. (Ravenstein, her ana göç dalgasının aynı zamanda bir karşı dalga da yarattığını söylemiş̧tir.) Geriye göçü tetikleyen en önemli etken olarak ailevi sebepler görülse de, göç edilen ülkedeki olumsuz gelişmeler, ayrımcılıklar, ekonomik ve siyasi sebepler, insanların kendilerini bir türlü göç edilen ülkeye ait hissedemeyişi, emeklilik, ülkesine faydalı olma arzusu ve daha pek çok etken de geriye göçün nedenlerindendir.
Genel itibariyle geriye dönüş zorlu bir süreçtir ve yıllarca gayrimüslim bir ülkede yaşanılan zorluklar, şimdi kişiyi kendi ülkesinde beklemektedir. Buna tersine kültür şoku denilmektedir. Gelin şimdi Amerika’dan vatana geri dönenlerin katılmış oldukları anketimizde belirttikleri görüşlerini başlıklar halinde gözden geçirelim:
Uyum aşamasında karşılaşılan ilk zorluklar;
Vatana geri dönenlerin zorlandıkları konular arasında en önde gelenlerinden biri, özellikle büyük şehirlerde hızlı akan trafik ve kurallara uymayan sürücülerdir. Sağlı sollu, kaldırımlara park etmiş arabaların arasında uygun park yeri bulmaktaki sıkıntı da cabası. Şehircilik ve şehirlerin yerleşim planları, insanı ilişkiler, önyargılar, insanların birbirinin hayatına fazlaca müdahale etmesi de yıllarca yurtdışında yalnız hayat sürmeye alışmış olanlar için zorlayıcı konular arasında zikredilebilir.
Neden geri göç;
Geri dönenlerin çoğu Amerika’dan dönüş sebebi olarak; yabancı bir ülkede yaşamanın zorluklarından, oraya ait hissedemediklerinden, eğitim kademelerinde olmasa da iş ararken ve sosyal hayatta ayrımcılık hissettiklerinden bahseder. Bazıları ise birebir ayrımcılık deneyimleri olmasa da bunu bir şekilde hissettirdiklerinden ve sosyal hayatın içinde yeterince olamadıklarından şikayet ederler. Ayrıca ülkelerine hizmet etme isteği de önemli bir etkendir.
Amerika’ya yeniden dönseydin…
Kalanlar, vatana dönenlere genellikle “yeniden Amerika`ya dönmek isteyebilirsiniz… Evinizi satıp gemileri tümüyle yakmayın… Ya pişman olursanız…” şeklinde telkinlerde bulunurlar. Bu olmayacak şey değildir, uyum sürecinde pişman olup Amerika’ya veya başka bir ülkeye geri göç etmek isteyenlerin sayısı az değildir. Bundan hareketle bizler de “Eğer Amerika`ya geri gelseydiniz, tekrar burada yaşamaya karar verseydiniz, ne yapmak isterdiniz?” diye sorulduğunda pek çok arkadaşımız vaktini daha iyi değerlendirmek isteyeceğini, gönüllü faaliyetlere katılacağını, Müslüman halkları daha iyi tanıyıp, gayrimüslim komşularıyla daha iyi ilişkiler içinde olmayı isteyeceklerini belirttiler. Esasen Amerika`da cami ve mescit merkezli bir hayat vardır ve bu bütün Müslümanları bir araya toplayan, birbirinden haberdar olmaya sevk eden güzel ve önemli bir detaydır.
Türkiye`den Görünen Amerika;
Amerika denince Türkiye’de insanların aklına genellikle Amerika’nın dış siyaseti üzerinden bir yargı oluştuğunu görüyoruz. Buna rağmen yine de özgürlükler ülkesi, yaşanılacak yer, eğitim için büyük fırsat gözüyle bakıldığı da bir gerçek.
Amerika’dan Görünen Türkiye;
Önyargı oluşturmada uluslararası medyanın ve Türkiye aleyhine kulis faaliyetlerinin etkisi biliniyor. Türkiye hakkındaki bu olumsuz medya yayıncılığına rağmen bizi seven Müslüman halkların varlığı yüreklere su serpiyor. Aslında her Müslüman, yurt dışında ülkesinin ve İslam’ın gönüllü elçisi gibi davranmalı. Zira, davranış ve tutumlardaki tutarlılık, Müslümanların imajını da olumlu manada etkileyecektir.
Amerika’ya dair özlenenler;
Yaşanılan yere özlem, yaşanmışlıklara özlemi de beraberinde getiriyor. Eğer göç ettiğiniz ülkede uzun yıllar yaşamışsanız, alışkanlıklara ve yaşanmışlıklara özlem daha çok artıyor. Bu özlem esasen orada verilen mücadeleye, emeğe, yabancı bir ülkeye tutunma çabasına, harcanan zamana özlem olarak da değerlendirilebilir. Liyakat, eğitimde fırsatlar, kurulan dostluklar, halka açık geniş güzel parklar, sakin hayat özlenenler listesinde ilk sıralarda yerini alıyor.
Amerika’da yaşamış olmanın kazanımları;
Amerika çok kültürlü, çok renkli, çok uluslu ve aynı zamanda pek çok Müslüman halkın bir araya geldiği, birbiriyle tanışıklık kesbettiği bir ülke. Müslüman kimliğiyle gayrimüslim bir ülkede bulunmanın zorluğu yanında, güzellikleri ve fırsatları da içinde barındıran bir ülke. İyi ki Amerika’da yaşamışım, tecrübe etmişim denilen neler var diye sorulduğunda mutlaka bu güzellikler ön plana çıkıyor.
İyi ki döndük denilenler;
Vatana dönmek pek çok sıkıntının üzerinden atılması demektir. Bazıları için rahat bir nefes alabilmek, yalnızlıktan kurtulmak, yeniden sosyal hayatın içine girebilmek demek. Ülkesinde sosyal hayatı olanlar için, yabancı bir ülkede yaşamak ve oraya uyum sağlamak, dilini kültürünü öğrenmek hiç de kolay değildir. En çok Türkçe konuşmayı ve atasözleri ile lafı gediğine koymayı özlediklerini söyler bazıları. Kendini tam olarak ifade edememek, hep bir eksiklik hissetmek, yurt dışında yaşayanların en temel duygularındandır. Ayrıca çocuklu aileler, kendilerine bir şey olursa “çocuklarımıza ne olur” diye, yaşlı insanlar da “ya buralarda, gurbet ellerde ölürsem” diye endişe duyarlar. Öyleyse iyi ki dedirten şeyler arasında nihayete eren özlemin yanı sıra, başka etkenleri de sıralamak lazımdır. Örneğin; çocuklarını dede ve ninelerinin dizi dibinde büyütebilmek, ezan sesi duyabilmek, komşuluk yapabilmek gibi..
Hayal kırıklıkları;
Amerika iş prensibinin ve iş düzeninin, ayrıca akademik ortamların en iyi çalıştığı ülkelerden biri olarak bilinir. Geri dönenler hala iş hayatının içinde iseler, onları bir takım zorluklar bekliyor demektir. Türkiye’de birçok alanda sistemlerin ve kuralların çok iyi işlememesi, insanların birbirlerinin haklarına riayet etmemeleri zorlayıcı etkenlerden olduğu, beklentilerin hayal kırıklığına sebep olduğu görülmektedir.
Çocuklarda uyum süreci;
Dönüş sürecinde aileleri en çok zorlayan çocuklar olur genelde. Onların özellikle geri dönülen ülkenin kültürü, dili, çevre şartları, eğitim sistemi, sosyal hayatın getirdikleri, aileleri çocukların uyum sürecinde hayli zorlayan etkenlerdendir. Çocukların yaşı küçükse uyum daha kolay, ileri yaşlarda uyum daha uzun sürmektedir.
Kesin dönüş yapacaklara tavsiyeler;
Amerika’dan Türkiye’ye kesin dönüş yapacak olanların dönenlere sıkça sordukları tavsiyeler vardır; çocukları için, evleri için, hayatlarını kolaylaştıracak gereçler için. Uyum sürecinde gerekli olan her türlü tavsiye insanı bir adım daha yaşadığı ortama alıştıracaktır. Temel kaynak kitapları, bazı elektronik aletler bu türdendir. Bu tavsiyeleri dinlemek boşa emek ve para harcamayı nispeten önleyecektir.
Sonuç olarak toparlarsak; onlar geriye dönüp baktıklarında güzel şeyleri hatırlayıp şükretmeyi, üzücü olaylardan dersler çıkarmayı yeğliyorlar. Ve biliyorlar ki hiçbir sıkıntı boşuna yaşanmamış, hiçbir tecrübe kolay elde edilmemiştir. Esasen niyetimiz ve bakış açımız işimizi kolaylaştıracak, bir şeyin kabulü veya reddedilmesinde en önemli etken olacaktır. Kuzguna yavrusunu anka, Yusuf’un güzelliğini olumsuz bakışlıya çirkin gösteren hep bu niyet ve bakış açısı değil midir? Kısaca içinde bulunduğumuz hali bize güzel gösteren fiziki şartlar değildir aslında, bakış açımız ve niyetimizdir.
Derleyen; Rabia Yener
Rebiul Evvel 1442- Kasım 2020
ilgiyle okudum , cok faydali , kapsamli ve guzel bir calisma olmus, icinde herbirimiz acisindan kiymetli tecrube ve bilgiler yer almis, tesekkur ediyorum, emek verenleri, goruslerini paylasanlari ve bize bu tavsiyeleri ulastiranlari tebrik etmek istiyorum. Selamlar dua ile.
Amerika`daki her bir arkadasimizin tecrübesi, farki yonde olsa da, yine de o tecrubelerden payımıza duseni alabilir, cikarimlarda bulunabiliriz, umarız istifadeli bir yazi olmustur. Güzel yorumun icin teşekkür ederiz Azimecim.