Amerika’da Bir Matematik Öğretmeni- Filiz Çakır Üçüncü

Merhabalar, bize kendinizden ve çalıştığınız alandan kısaca bahseder misiniz? Bu alanı seçmenizin özel bir sebebi var mı?

Merhaba, ben Filiz Çakır Üçüncü, evliyim, 3 çocuk annesiyim. 2010 yılından beri Amerika’da yaşıyorum. Matematik öğretmeniyim. Lise öğrencilerine online özel matematik dersi veriyorum.

Bu alanı seçmemin sebebi biraz genetik olabilir. Şöyle ki; babamın matematiği çok iyidir ve sanırım babam sevdiği için ben ve kardeşim de sevdik. Bir aile apartmanında büyüdüm, etrafımızdaki herkes sayısal alanda meslek sahibiydi ve zorlandığımız yerde bize yardım ediyorlardı. Aynı zamanda, iyi bir eğitimle hayata başlamama vesile olan ilkokul öğretmenim amcama da bu konuda teşekkür etmeliyim. Ve böylelikle matematiği sevdim ve öğretip insanlara faydalı olmayı arzu ettiğim için bu bölümü seçtim.

Aldığınız eğitimden bahsedebilir misiniz?

Sakarya Üniversitesi Bilgisayar Programcılığından 2000 yılında mezun oldum. Aslında hayalimde hep matematik bölümü okumak vardı ama nasipte tam 18 yıl sonra North Carolina State Üniversitesi Matematik Bölümünden, “3 çocuklu bir anne” diye anons edilerek mezun olmak varmış.

Bu eğitimi alanlar nerelerde çalışabilir? İş imkanı nasıldır?

Matematik alanında eğitim almış olanlar için iş imkanları geniştir. Bankalar, bilgisayarla alakalı birçok sektör, ekonomi, istatistik gibi alanlarda Amerika’da çok rahat iş bulunabilir.

Matematik genelde en korkulan ve zor olduğu düşünülen derstir. Sizce bunun sebebi nedir, bu bir önyargı mıdır ve siz bunu kırmak için ne yapıyorsunuz?

Bence bunun en önemli sebebi matematikteki her konunun birbirine ihtiyaç duymasıdır, yani bir konuyu tam anlayamadıysanız bir sonrakini anlamanız çok zor. Bu yüzden erken yaşlarda eksikler varsa hemen tamamlanmalı, gerekiyorsa bir destek alınmalıdır. Aksi takdirde, konular üst üste birikince anlaşılması imkansız hale geliyor ve doğal olarak da ders sevilmiyor. Halbuki ezbere dayandırılmadan, mantığı anlatılarak öğretilse herkes matematiği sever diye düşünüyorum. 

Türkiye ile Amerika arasındaki matematik eğitimini karşılaştırdığımda, Türkiye’de çok fazla ezbere dayalı bir sistem olduğunu görüyorum. Yüzlerce formül ezberlemek zor tabii, bu da öğrenmeyi güçleştiriyor.

Ben de öğrencilerime, ezbere dayanmadan, mantığını anlatarak, burada öğrendiğim şekilde öğretmeye çalışıyorum. Ve birebir ders verdiğim için işim daha kolay. Bakıyorum ki öğrencinin başka eksikleri var, o konulara dönüp hatırlatabiliyorum. Tahmin ediyorum ki, kalabalık bir sınıfta ders işlesem işim daha zor olurdu. Ama artık öğretmenlerin işini kolaylaştıran, konuyla alakalı yayınlanmış videolar var. Bunlardan yardım alıp, eksiği olan öğrencilere destek olunabiliyor.

Matematiği sevmeyen öğrencilere ve onların ailelerine tavsiyeleriniz nelerdir?

Ben ilkokulda çarpım tablosunu öğrenene kadar kadar nasıl sancılar çektiğimi hala hatırlıyorum (ezber işi zor 😊) ama ezberledikten sonra o gün bu gündür matematiği çok severim.

Benzer şeyi büyük oğlumda yaşadım, ama bu sefer dil konusunda. Amerika’ya yeni gelmiştik, evde Türkçe konuşuyorduk ve okulda İngilizcesi diğer çocuklarınkinden biraz gerideydi. Öğretmen, sürekli “çocuk sınıfta dersi dinlemiyor” diye eve mektup gönderiyordu. Ama ne zaman ki dil konusunu hallettik, bu mektuplar da kesildi. Şu an kendisi gayet başarılı bir öğrenci.

Demek istediğim, bir şeylerde eksiğimiz varsa ya da o konu seviyemizin üzerinde işleniyorsa, dinlemek istemeyiz, dikkatimiz dağılır. O yüzden matematikte de çocuğun eksikleri tespit edilip, bu eksikler kapatılırsa, ben inanıyorum ki, matematiği sevmeyecek çocuk çok azdır.

Sosyal medyada aktif bir hesabınız var. Biraz da orada neler yaptığınızdan bahsedebilir misiniz?

Ben yıllarca sosyal medya kullanmadım, iyi ki de kullanmadım, kullansaydım okulumu aksatabilirdim. Ancak daha sonra öğrenci bulmamda yardımcı olsun diye sosyal medya hesabı açtım.  Bir de okuldayken dersi anlamakta zorlandığımda YouTube’ da videolar izler, oradan öğrenmeye çalışırdım (çünkü İngilizceniz iyi de olsa, matematik gibi bir alanda okurken bazen ileri seviyedeki meseleleri anlamakta zorlanıyorsunuz). Sonrasında kendim gibi matematiği İngilizce öğrenen öğrencileri düşündüm ve onlara bir faydam dokunsun istedim. Şu an ben de videolar hazırlayıp YouTube ve Instagram’da yayınlıyorum. Hedefim bu çalışmaları daha sistematik, daha düzenli bir hale getirip herkesin ücretsiz ulaşabileceği bir kaynak oluşturmak ve Türkiye’deki İngilizce matematik öğrenen gençlere ya da yurtdışında eğitim görecek gençlere ulaşabilmek.

Sosyal medyada eğitimle alakalı bir şeyler yapmak insanların ilgisini fazla çekmiyor ama yine de güzel şeyler oluyor. Mesela birçok genç öğretmen takipçim var, benimle bağlantı kurup, Amerika’daki eğitim sisteminden sorular soruyorlar. İngilizce matematik öğrenen üniversite öğrencileri takipçilerim var, onlara yardımcı oluyorum. Teknolojinin geldiği nokta aslında çok güzel ama insanların çoğu sosyal medyayı eğlence amaçlı kullanmayı tercih ediyor. Bu sebeple hedeflediğim kitleye ulaşmak benim için biraz zor oluyor, çünkü “beğen” ya da “paylaş” tuşuna basılmayınca algoritma sebebiyle gönderimlerim öne çıkmıyor. Her gün de paylaşım yapmak imkansız, yiyecek, içecek paylaşmıyorum yani benim amacım eğitim. Ama ben yine de “niyet hayr akıbet hayr” diyorum ve belki birilerine faydalı olurum diye bir şeyler üretmeye devam ediyorum. İlgilenenler beni YouTube, Instagram ve Facebook’da @filizmathtutor hesabından bulabilirler.

Sizce Matematiği Türkçe ve İngilizce öğrenmenin arasında çok fark var mı? Mesela burada bölme işlemi farklı yapılıyor diye biliyoruz. Bunun gibi başka farklar var mı?

Evet, bölme işlemini biraz değişik bir yöntemle yapıyorlar ama, onun dışında çok fark olduğunu söyleyemem. Matematik dili evrenseldir, ama anlatım açısından farklar oluyor.

Mesela eşitlikleri öğretirken biz; “Bir sayı eşitliğin karşısına geçerken işaret değiştirir, eksi ise artı olur, artı ise eksi olur.” deriz (ya da en azından benim çocukluğumda böyle öğretiliyordu Türkiye’de). Bu Amerika’da şöyle öğretiliyor: “Eşitliğin iki tarafına da aynı sayıyı ekler ya da çıkarırsak eşitliğin değeri değişmez.” Örnek verecek olursak; x+3=5 ise ben burda x’i bulurken eşitliğin iki tarafından da 3’ü çıkarırsam eşitliğin değeri değişmez ve böylece x in değerini bulurum. x+3-3=5-3 burdan da sonuç x=2 çıkar. İşte bu şekilde anlatınca çocuk olayın mantığını anlıyor. 

Bir de şu var; burada çok fazla formül ezberletmiyorlar. Bir keresinde bütün sınıf hocayla birlikte bir soruyu çözmeye çalışıyorduk. Ben hocama bir formül gösterdim ve “Bakın, bu formülü koyunca hemen sonuç çıkıyor.” dedim. Hoca şaşırdı ve “Hayatımda böyle formül görmedim.” dedi.

Yani, burada bir kaç ana formül verilip onunla aklınızı kullanarak soruları çözmeniz bekleniyor. Yüzlerce formül ezberletilmiyor. Bunu en iyi Trigonometri dersini alırken fark etmiş ve “formül az olunca mevzuyu anlamak daha kolaymış.” diye düşünmüştüm.

Matematik alanında kariyer yapmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Lise son sınıfa geldiklerinde hala matematik konularının gerçek hayatta ne ifade ettiğini anlamadıysalar, lütfen eksiklerini kapatıp anlamaya çalışsınlar. Çünkü matematik, fizik, kimya gibi bölümlerde verilen ileri seviye dersleri anlamak için buna ihtiyaçları olacak. Matematik tüm bilimlerin, hatta toplumsal bilimlerin bile ihtiyaç duyduğu bir bilim dalıdır.

Artık ellerinde imkanlar çok, evlerinden dünyanın en ünlü üniversitelerinin derslerini açıp izleyebilecekleri internete ve daha birçok kaynaklara sahipler ve kolayca ulaşabilirler. Sadece dersi geçmek için ders çalışmayıp, mantığını da anlamaya çalışsınlar diyebilirim gençlerimize kısacası. 

Son olarak okuyucularımızla paylaşmak istediğiniz bir anınız veya başka önerileriniz var mı?

Bu soruya cevabım bir önceki sorunun devamı olacak ama her zaman verdiğim bir örnek vardır: Ben lise yıllarımda İngilizce öğrenmek için kursa gitmiştim ve dilimizi ilerletmek için hikaye kitapları ve dinlemek için kasetler almamız gerekiyordu. Bunun için İstanbul’da Beyazıt kitapçılar çarşısında ikinci el ürünler bakardık. Çünkü her yerde İngilizce hikaye kitabı veya kaset vs bulmak zordu ve de pahalıydı. Ama şimdi öyle değil, dil öğrenmek için internetten istediğin gazeteyi açıp okuyabilir, bilimum haber kanallarına veya yabancı filmlere kolayca ulaşabilirsin. Hasılı, imkanlar çoğaldı bu nedenle gençlere interneti faydalı bir şekilde kullanmalarını tavsiye ediyorum.

Bu güzel sohbet için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyoruz Filiz hanım. 

Röportaj: Elif Ayhan

Şubat 2023

[bdp_ticker ticker_title=”Son Yazılar” theme_color=”#dd9933″ font_color=”#4c4f56″]

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top