Taşa Yazı Nakşetmek

Yeni teknolojik iletişim tarzının, kullanıcılarına sundukları arasında en popüler olanları sosyal medya ve onda yer alan Twitter, İnstagram, Facebook gibi oluşumlardır. 

Bu ağların katılımcıları için sunduğu avantaj ve dezavantajları, konunun uzmanları madde madde sıralıyorlar.

Bu maddelerin her birinden ilerilere doğru yol almak, örneklerle zenginleştirmek mümkün. Burada özet olarak, bu sosyal medya oluşumlarının birey üzerinde oluşturduğu zararlı etkilerini sıralayacağım. 

Özellikle günümüzün z kuşağı-milenyum çocukları olarak adlandırılan gençlerini, her türlü etkinin ”taş üzerine yazı nakşetmek”* gibi kalıcı iz bıraktığı hayatlarının başlangıç döneminde gerçek hayatta nasıl koruyup kolluyorsak, sosyal medyada da sayacağım zararları tek tek anlatarak bilgilendirmek, yalnız bırakmayarak benzer şekilde koruyup kollamak gerekir.

Gelişmiş teknolojik aygıtların hakim olduğu bir zaman diliminde doğup büyüyen bu çocuklar, geçmişin aynı yaştaki çocuklarından farklılar. Büyük bir başarı ile kullandıkları bu yüksek teknoloji ürünü aletler vasıtası ile daldıkları internet alemindeki seyirleri ile alakalı birçok akademik seviyede araştırma yapılmakta. Bu çalışmalarda çocuğun interneti en çok arkadaşlarıyla sohbet etmek, alışveriş yapmak, spor karşılaşmalarının sonucunu öğrenmek, oyun-animasyon vb. amaçlarla kullandığı gözlemlenmekte.

Sanal alemdeki yolculukları esnasında da her dört tanesinden biri taciz vb. davranışlarla karşılaşarak zarar görüyor, uzmanların incelemelerine göre. 

Yine uzmanların gözlemleri gösteriyor ki, ilk önce yetişkinlerin medya okuryazarlığı konusunda eğitilmeleri gerekiyor. Zira sonuçlara göre birçoğu, çocuk ve gençlerin sosyal medya kullanımı konusunda kafa karışıklığı yaşıyor. 

– İlk önce bu iletişim şeklinin çoçuk ve gençlerin kimlik gelişimine olumsuz etkisi olabileceği konusunda uyarıyor uzmanlar.

Malum insan etkilenir bir diğerinden. Yanında yöresinde olanın kokusu siner üzerine. Arkadaşının kimliğinin kişiyi anlamakta belirleyici unsur olduğunu ifade eden sözler vardır dimağımızda.

Mevlana Celaleddin Rumi’nin “Arkadaşını söyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana.” sözü çok bilinen bir örnektir. 

Sosyal medyada takip ettiği, kendine rol model seçtiği, hakkında internette bilgi sahibi olmaya çalıştığı kişilikler, dahil olduğu gruplar bu açıdan da değerlendirilmelidir. 

Bir diğer zararlı etki olan popüler olma arzusu takipçi arttırmaya yönelik gayri kanuni ve ahlaki yanlış davranışlara zemin oluşturur. 

Beğeni ve popülerlik arttıkça narsisizme kadar varabilen kişilik bozukluklarına yol açar.

– Sosyal medyanın kişiler, özellikle gençler üzerinde mahremiyet duygusunun gelişimine olumsuz etkisi uzmanların dikkat çektiği bir diğer önemli nokta. 

Fotoğraflar ile özel hayatın, ev halkının, fiziksel özelliklerin, kişisel tercihlerin ulu orta sergilenmesi nedeni ile aldığı beğeniler bu konudaki değer yargılarını yıkar. Mahremiyetin sınırlarını ağlar belirler ve şekillendirir. 

Kişilerin bir çoğu, özellikle gençliğin ilk çağlarında olanlar, bu ağlara verilen görüntülerin, bilgilerin bir gün kendileri aleyhine kullanılabileceğinin farkında değiller. Herhangi bir iş dalında, bir evlilik söz konusu olduğunda, arkadaşlıklarda, müracaat eden adayın sosyal medya hesaplarına bakılmakta. 

Bir ayna gibi sahibini yansıtan bu sayfalar, yaşadığı dünyada olduğu kadar hesap günü de karşılarına çıkacaktır. 

– Sosyal paylaşım ağları içinde hesap sahiplerinin farklı izleyici tiplerine yönelik “çoklu sosyal kimliklere” sahip olması sık rastlanan bir durumdur. 

Bu hesapların sergiledikleri fotoğraflar gerçeği yansıtmaktan uzak, üzerinde oynanmış resimlerdir.

Gerçek kimliğini kullanan hesap sahipleri dahi, kendisinde sevdiği ne varsa onları ön plana çıkartırken, sevmediği yönlerini gizleme eğilimindedir. Çünkü beğenilmek, takdir edilmek isteği ile kendinde mevcut sevmediği yönlerin, oluşturmak istediği profile zarar vereceğini düşünür. Sevmediği şeyler yaşam şartları, maddi imkanları veya fizik yapısı olabilir. Bunları hayalinde yeniden şekillendirerek sayfasında sunar. 

– Hesap sahibi oluşturduğu profil ile tüketim alışkanlıklarını, beğenilerini, sevdiklerini, sevmediklerini izleyenlere sergiler. 

Kendi ürünlerini pazarlama gayretinde olanlar için, bu sergilenenlerden edinilen sonuçlar çok önemlidir. 

Bu noktadan sonra karşısına çıkan her reklam tesadüf değil, ince hesapların ürünüdür. 

– Sosyal medyada oluşturulan kimliğin, kurulan arkadaşlıkların, gençleri gerçek toplumdan, arkadaşlarından uzaklaştırması ve yalnızlaştırması da uzmanların uyardığı sosyal medyanın zararlı etkilerinden bir başkası. 

– Sanal iletişim şeklinin kendine özgü dili nedeni ile, gerçek hayatta konuşarak iletişim kurma ve kendini ifade etmede zorlanma yaşanmasına, dil gelişiminin gerilemesine ve öğrenmede de sıkıntılar yaşanmasına neden olur. 

– Sürekli ekran karşısında harcanan saatler, görme sıkıntılarına, bel ve sırt ağrılarına, duruş bozukluklarına, elektromanyetik radyasyona maruz kalmaya yol açar. Fiziksel aktiviteyi minimuma indirir. Bu hareketsizlik sağlık sorunlarına ve kilo almaya, obeziteye yol açar. 

– Sosyal medyanın kendine has gündemi, yorumlamaları nedeni ile gerçek hayattan kopuk, atıl bir duruma düşme, gündemden ve yaşamın normal akışından geride kalma da zararları arasındadır.

– Uzun süre ekran başında kalmak, odaklanmada güçlüğü, anksiyete ve uyku bozukluklarına yol açar. İngiltere’de yapılan bir araştırmada, bilgisayarın çocukları sersemlettiği, öğrencilerin çok fazla bilgiye erişebilmelerine rağmen, bu bilgiyle ne yapacaklarını bilemediği, problem çözme ve analiz yeteneklerinin zarar gördüğü saptanmıştır.

– Burada sayılan-sayılmayan zararların en büyüğü, bütün bunlar bilindiği halde, ekranlardan uzak kalınamayacak bir bağımlılık oluşturmasıdır. Bağımlılık yapan tüm maddeler gibi internet de bağımlılık yapabilir. Bu, uyku kaçırıcı, bellek bozukluklarına yol açan bir bağımlılıktır. Bu bağımlılık beynin dopamin salgılaması ile yakından ilgilidir. Malum, beyin memnun olduğunda salgılıyor dopamini. Kazandığı oyunlar, aldığı beğeniler vb. bu salgıyı arttırıyor; gün geçtikçe dozu arttırmak kaydı ile.

Süreç içinde kendini iyi hissetmesine yol açan şeylerin her seferinde daha fazlasını ister. Arttıkça zararı da katlanır. Kullanıcı her seferinde yetersiz bulduğu şeyin kölesi olur. İnternet bağımlılığının sonu sonsuz bir esarettir. 

*İbni Abbas el-Camiu’s-sağir, 1/254; Kenzu’l-Ummal, h. No: 2759)

Hümeyra Coşan Uyarel

Ramazan 1442 / Nisan 2021

Alakalı Yazılar

[bdp_ticker ticker_title=”Son Yazılar” theme_color=”#dd9933″ font_color=”#4c4f56″]

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top