Türkiye’de Ramazan eğlencesi anlayışı var. Siz gurbette Ramazan ayını nasıl geçiriyorsunuz?
Derya Demir, South Carolina:
Türkiye’de Ramazanlar oldukça hareketli gerçekten. Ramazan’ın manevi havasına uymayan çeşitli aktiviteler, eğlence programları ve kapitalist düzenin ellerini ovuşturduğu dahası…
Bunun yanı sıra da İslam ülkesi olmayan ülkelerde yaşamını idame ettiren Müslümanların kolay yakalayamadıkları, manevi hayatınıza tesir edecek programlar ve Ramazan ayının manevi havasını teneffüs edeceğiniz ortamlar oluşturuluyor. Bu durumun da Ramazan ayını bereketli geçirebilmek açısından motivasyon sağladığını düşünüyorum.
Bu nedenle Ramazan ayından bihaber bir ülkede Ramazan ayının sihirli ve manevi havasını oluşturmak, kişinin kendisine düşüyor. Ama Türkiye’de, oluşturulmuş manevi havanın içinde buluyorsunuz kendinizi. Size sadece o manevi ortamı yaşamak kalıyor.
Türkiye’de Ramazan ayındaki eğlenceler cok seçmeli aslinda. Bu durum Ramazan eğlencelerinden ne algıladığımızla da ilintili tabi. İftar sonrasında çeşitli mekanların müzik ve dans eşliğinde sahur zamanına dek müşterilere verdiği hizmet ve dinimizde yeri olmayan çeşitli gösteriler, konserler vs… gibi programlar da bir eğlence, bunun yanı sıra televizyonda verilen sohbet programlarının arttırılması, umuma açık yerlerde din alimlerinin canlı programlar yapması, kitap fuarlarının organize edilmesi, çeşitli söyleşiler yapılması, evlerde verilen davetler, dışarda iseniz restoranların tamamının dolu olup herkesin ezan saatini beklemesi ve iftar saati hareketliliği, evlerde okunan mukabeleler, iftar sonrası teravih namazına gidiş telaşı ve sonrasında dışarıda bir yerde içilen semaver çayı ve sahura kadar uzayıp giden güzel sohbetler de… Ve bunun gibi, kimilerine göre eğlence olarak adlandırılabilecek ve yurtdışında mahrumiyetini yaşadığımız bir çok Ramazan aktivitesi. Kişi, arzu ettiği gibi eğlenme imkanına sahip Türkiye’de. Dediğim gibi, çoktan seçmeli tercih, kişiye ait.
Yurtdışına baktığımızda Ramazan ayının daha bireysel yaşandığı düşüncesindeyim. Ramazan’ın gelişini önce beynimizde şartlandırıyoruz. Çünkü dışarıya çıktığımızda bize Ramazan ayının geldiğini hatırlatacak hiç bir görsel mesaj yok. Ramazan ayının gelişiyle Türkiye’de caddeler, cami minareleri, Ramazan ayının geldiğinin habercisi olan mesajlarla dolu. İftar saatinde bile saate bakarak açıyoruz oruçlarımızı. Türkiye’deki gibi “Allahuekber” nidalarıyla hissettiğimiz coşkunun, kişiye vermiş olduğu haz bile, Ramazan ayına has olması hasebiyle, Türkiye’de Ramazan ayının eğlenceli olmasının bir parçası bana göre.
Filiz Arslan, Hawaii
Eğlence, hayattan alınan zevki ve keyfi arttırma aracıdır, kişiden kişiye göre de farklılık arzeder. Ramazan eğlenceleri deyince; okunan mukabeleler, kılınan teravihler, topluca açılan iftarlar ima ediliyorsa tabii ki Ramazan’da gönlümüzü okçayan, ruhumuzu besleyen, maneviyatımızı güçlendiren bu tür gönül eğlenceleri, Ramazan’ın olmazsa olmazlarındandır. İbadetlerden zevk alana en büyük eğlencedir bunlar.
Günümüzde, özellikle kendi ülkemiz Türkiye’de türemiş Ramazan eğlencelerinin kaynağını bulmak da, anlamak da zor. Batıdan geldi desek, batının Ramazan’ı da yok ki. Ama bence güzel ülkemde camilerimizin mahyalarla süslenmesi, ezan sesleriyle oruçların açılması, mukabeleye ve teravihe yetişmeye çalışanların oluşturdukları o sevimli tablolar, gurbette özlenen en güzel Ramazan eğlenceleridir.
Melike Karadağ, İngiltere:
Gurbette yaşanan her özel gün, bayram gibi Ramazan’ı yaşamak da çok farklı. Biz, bilgimiz dahilinde her özel günü usulüne uygun yaşamaya çalışıyoruz. Çünkü uygulayan biziz ama, Türkiye’de öyle değil, genele uyum var ve herşey çok hızlı değişiyor.
Ramazan’da yapılan eğlenceler bir taraftan güzel ama insanları ibadetten alıkoymadan ve sünnete uygun olarak çok sade yapılmalı. Uzun yıllardır Ramazan’ı Türkiye’de yaşamadım. Sadece duyduklarım ve TV den gördüklerimle, mesela sofraların çok abartılı olduğunu düşünüyorum.
“Gurbette eğlenmek” tanımı bile abartılı geliyor bana. Sevdiklerinden uzakta eğlenmek ne mümkün. Ama çocuklar küçükken eğlenceli hale getirmeye çalışıyorduk yine de. Çünkü en çok, onlar küçükken hazırladığımız süslemeler, ışıklar, balonlar ve camii aktiviteleri ve o minik halleriyle kıldıkları namazı görmek, okudukları Kur’an’ı dinlemek eğlenceliydi.
Şahsi görüsüme göre Ramazan, iftar sofraları, Teravih namazları ve Kur’an’ı hakkını vererek okuyup, anlamını anlamayı başarabilmekle çok keyifli olur.
Mevlam hepimize Ramazan’ın hakkını vererek, dolu dolu yaşamayı nasip etsin. Amin
Nur Hanım, Minnesota:
Ramazan eğlence ayı değildir. Bu anlayış nereden gelmis Türkiye’ye bilmiyorum ama İslam’ı zayıflatmak amacıyla ortaya çıkarıldığına inanıyorum. Ben 70’lerde ve 80’lerde büyüdüm. Orta oyunu ve direklerarası programları, Tv’ de “geleneksel Ramazan eğlenceleri” diye yayınlanırken, onları seyredeceğiz diye teraviye zor yetiştiğimiz ya da gitmediğimiz zamanlar olurdu. Qur’an’a ve hadislere baktığımızda Ramazan’ı ibadetle, Qur’an okuyarak, anlamını kavrayarak, öğrendiklerimizi uygulayarak geçirmemiz gerektiğini görüyoruz. Bu ayın en büyük özelliklerinden biri, nefis terbiyesini sağlamak . “Ramazan eğlencesi” ise bunun tam tersine yönelik.
Gökçe Ç. Arslan, Özbekistan/Tashkent
Hayır bizim icin eğlence ayı olmuyor, tersine ibadetlerimize normalde oldugundan biraz daha fazla yoğunlaşıyoruz.
Ibadet ayi olan Ramazan ayi ve eglence kelimeleri aslinda nasil bir araya gelmis veya getirilmis diye sasirmamiz, ayni saskinligi nefis terbiyesi icin firsat olan bu ayi abartili iftar/ sahur ziyafetlerine, turlarina donusturdugumuz icin de duymaliyiz.