Çocukların davranışlarında, aile içinde gördükleri ve örnek aldıkları davranışlar önemlidir. Çocuklara söylenenlerden çok, onlara nasıl davranıldığı ve örnek olunduğu daha kalıcı olmaktadır. Aile eğitiminde hassasiyetle yaklaşılması, doğru örnek olunması gereken konulardan biri de mahremiyet eğitimidir. Mahremiyet eğitimi; çocuklarımıza özel alanların öğretilip, bu konudaki dini, kültürel ve ailevi hassasiyetlerin benimsetilmesi açısından da çok önemlidir.
Aileler mahremiyet eğitimi konusunda kimi zaman yeterince bilgi sahibi olmayabiliyor. Ne yapacaklarını bilemedikleri zaman da yanlış yapabiliyorlar. Her konuda olduğu gibi, mahremiyet eğitiminde de çocuklarımıza doğru söyleyen modeller olacağımızı zaten biliyoruz. Doğruyu söylerken de çocuklarla yaşına uygun, anlayabileceği kadar bilgiyi, en basit, az ve öz şekilde paylaşmak önemli. Eğer bu konularda hazırlıksız yakalanıp, ne söyleyeceğimizi bilemiyorsak, daha sonra konuşmayı önerip, zaman kazanıp, ardından doğru kaynak ve danışacak kişi arayışında olabiliriz. Hiç birimiz her zaman her konuyu bilmek zorunda değiliz, bilememiz de gerekmiyor. Bilemediğimiz zamanlarda dürüstçe bilemiyorum, ben de araştırayım öğreneyim, sonra konuşsak olur mu? demek, sakin ve doğal tavırla yaklaşmak bize daha doğru cevaplara ulaşma şansı verecektir.
Çocuklar için önemli olan tüm diğer konularda olduğu gibi mahremiyet eğitimi konusunda da ailenin doğru kaynaklardan bilgilenmiş ve hazırlıklı olması, olası olumsuz sonuçlardan kaçınılmasına yardımcı olacaktır. Özellikle bu konularda tavsiyesi alınan kişilerin ve tavsiye edilen kaynakları hazırlayanların inançları, değerleri mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Aileler mahremiyet eğitiminde kimi zaman da yapılması gerekenleri yapmakta geciktikleri için bazı riskler yaşayabiliyorlar. Şöyle ki, kazandırmak istediğimiz her olumlu davranış ve alışkanlık için belli bir zaman veya yaş beklememeliyiz. Çocuklarımız; mahremiyet hassasiyetlerimizin sinmiş olduğu ev ortamına doğmalı, onun içinde büyümeli, öyle görmeli, ona öyle davranılmalı ve eğitimini almalı. Örneğin; özel bölgelerinin öğretilmesi, sakınılması, bu konulardaki hassasiyetleri öğretmek için belli bir yaş ve dönem beklenmemeli. Çocuklar, aile ortamında zaten öyle davranıldığını görerek, kendisine o hassasiyetle davranılarak büyümeliler. Çocukların anadillerini öğrenmeleri de böyledir; çoğu öğretilmeden, sadece içinde bulunduğu için anadilini öğrenerek büyürler. Birçok davranışı kazandırmak için belli zamanları beklediğimizde, örneğin, ‘okula başlasın sonra’, ‘ergen olsun sonra’ dediğimizde birçok şeye başlamak için aslında geç kalıyoruz. İleride rahatsız olacağımız, değiştirmek isteyeceğimiz hiç bir davranışı kazandırmamalıyız. Yaşı henüz küçük anlamaz, büyüdüğünde yapmayız, daha sonra öğretiriz gibi yaklaşımlarla kazandırdığımız davranışlar ileride sandığımızdan daha zor değişiyor.
Mahremiyet eğitimi konusunda çocuğumuza doğduğu günden itibaren gösterebileceğimiz hassasiyetler şunlar olabilir:
1- Alt (bez) değiştirmenin, kıyafet değiştirmenin, tuvaletin, banyonun, bebeklikten itibaren yalnız bakımından sorumlu belli kişi (ve/veya kişiler) tarafından, hep yalnız ve kimselere göstermeden yapılmalı. Bunların yapıldığı ortamda kapının kapatılması öğretilerek büyütülmeli.
2- Evdeki diğer kişiler kendileri için de aynı mahremiyet hassasiyetini göstermeli.
3- Zamanı geldiğinde ayrı yatması, odasının özel alanı olduğu, başkalarının odasına da izinle girildiği, banyo ve tuvalette onları yalnız bırakmaları gerektiği öğretilmeli.
4- Çocuğun ve kendimizin çekilip paylaşılan resimlerine, giyim tarzımıza ve ekranlardan izlediklerimize de mahremiyet hassasiyeti ile yaklaşılmalı.
5- Çocuklarımıza iyi-kötü dokunuş, iyi ve kötü sır saklamak arasındaki fark da öğretilmeli. Bu hassasiyetlerle büyüyen çocuklar, ona bakan kişinin ve ebeveyn eşliğinde yapılan doktor ziyaretinde doktorun dokunması dışındaki dokunmalarda doğal ve normal olmayanları ayırt edebilecektir.
6- Ailedeki mahremiyet konularına gösterilen hassasiyet günümüzde çok vurgulanan istismar ve taciz olasılıkları için koruyucu ve önleyici bir yaklaşım olacaktır. Bu ortamlarda büyümüş çocuklar doğal olmayanı, istenmedik, yanlış olanı ayırt edip, bunu da paylaşmaktan çekinmeyecektir.
7- Çok hassas bir konu olan çocuklara yönelik cinsel istismar konularının aşırı vurgulanıp paylaşılması konusunda da hassasiyet göstermek gerekli. İfrat ve tefritten sakınmak çok önemli. Ne, bir şey olmaz rahatlığını gösterip kuralsız bir yaklaşım sergileyelim, ne de aşırı kaygılı davranıp endişelerimizle çocuğu aşırı kuşkucu, olumsuz olmaya itelim.
8- Kötüler, hastalar her toplumda var. Bunların yakınımız, tanıdığımız, meslek sahibi, eğitimli ve iyi görünen biri olması da mümkün. Maalesef medya da çok kötü örnekleri haber yapıyor. Ancak haberlere çıkmayan çok daha fazla sayıda iyi örneklerin olduğunu da unutmayalım. Herkese potansiyel bir ırz düşmanı olarak veya suizan ile yaklaşmak da hem bireysel hem de toplumsal olarak bizi nasıl etkiler bunun da farkına varalım.
Mahremiyet eğitimi, cinsel eğitim ve istismardan koruma konuları ile de yakından ilgili olduğundan, mahremiyet konusundaki dini hassasiyetlerimiz, sadece mahremiyet konularında değil, istismar konularında da çok önemli koruyucu bir yaklaşım getiriyor. Olası olumsuz durumların olmasına fırsat vermemeyi öğretiyor. Ailenin inanç ve değerleri ile de çok yakından ilgili olan bu eğitime, ailenin hazırlıklı ve donanımlı olması, en başından doğru yaklaşımlara ve davranışlara sahip olması ve çocuğun mahremiyet eğitiminin içine doğması, doğal bir şekilde mahremiyet hassasiyetlerini kazanmasını sağlayacaktır.
Aile ve Eğitim Danışmanı Dr. Hatice Şenel
Yorum Bırakın / Leave a Comment