Viktor E. Frankl, 1905-1997 yılları arasında yaşamış Yahudi asıllı Avusturyalı, Viyana okulundan (akımından) bir psikiyatrdır. Frankl, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi soykırımı sebebiyle Polonya’daki Auschwitz toplama kampına gönderilmiş ve burada yaşadığı Holokost deneyimlerinden yola çıkarak yeni bir yaklaşım olan logoterapinin (anlam kazandırma yoluyla terapi) ilkelerini geliştirmiştir. Frankl, bireyin temel motivasyonunun yaşamda bir anlam bulmak olduğu fikri görüşünü ileri sürmektedir.
Yazarın kaleme aldığı bu eser genel olarak incelendiğinde temelde üç bölümden oluştuğu görülmektedir. Eserin ilk bölümünde toplama kampındaki tutukluların yaşadığı işkenceler ve bu acıya karşı yükledikleri anlam ve davranışlar yer alırken ikinci bölümde ‘‘insanın anlama yönelik arayışı’’ üzerine odaklanarak logoterapi yaklaşımı ve psikanaliz ile arasındaki farklar yer almaktadır. Üçüncü bölümde ise insanın kendi farkındalığını artırarak kötü bir durum karşısında yaşanan anlam boşluğunu yine kendisi tarafından iyimserlikle doldurulabileceğine dair kesitler sunulmaktadır.
Yazar, insanın yaşama amacını bulamadığında hayatın anlamsız olacağını söylemektedir. Acının yaşanılması kaçınılmaz olsa da anlamlı bir hayat, günün sonunda insanı kurtarabilmektedir. Hayatı amaçsızca yaşayanlar için ise işkenceye maruz kalmadan dahi can sıkıntısı yaşamak kaçınılmaz olacaktır.
Bu sebeple Fankl’in logoterapi yaklaşımı ile insanın 3 şekilde yaşamını anlamlandırabileceğini iddia etmektedir: bir eser ortaya koymak, sosyal bir etkileşimde bulunmak ve de doğaya ya da insana karşı sevgi duymak, kaçınılmaz acıya karşı anlamlı bir tavır geliştirmek.
Eserde Yer Alan Bazı Sözler:
‘‘Eğer acıdan kaçınabiliyorsa, yapılacak anlamlı şey nedenini ortadan kaldırmaktır.’’
‘‘Gereksiz yere acı çekmek, kahramanca değil, mazoşistçedir.’’
‘‘Ama üstünlük, gerektiği takdirde acı çekmesini bilmektir.’’
‘‘İnsanın temel uğraşı haz almak veya acıdan kaçınmak değil, yaşamında bir anlam bulmaktadır.’’
‘‘Sevmediği sürece hiç kimse, bir başkasının özünü tam olarak kavrayamaz.’’
Sonuç olarak eserde vurgulanan husus, insanın hayatında hiçbir boşluğa düşmeyecek şekilde, hayatını her an bir anlam üzere yaşaması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu minvalde her okuyucunun kendisine bir anlam çıkaracağı değerli bir çalışma olduğu söylenebilir. Bununla birlikte yazar logoterapi düşüncesini ortaya koyarken olayların bizzat içerisinde bulunması itibariyle eser, diğer alan çalışmalarına nazaran daha gerçekçi bir konumda yer almaktadır.
Logoterapi ve Biz
Frankl’ den çok önce Asr Suresi bize kazançta ve kayıpta olanların kimler olduğunu açıkça göstermiştir:
‘‘Asra yemin olsun ki muhakkak insan kesin bir ziyan içindedir. Ancak iman edip de sâlih (sevaplı) amel (ve hareket)lerde bulunanlar, hem de birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariçtir (onlar ziyandan kurtulmuşlardır).”
Asr Suresi, 103:1-3
Zaman akıp giderken sorumlu davrananlar kazanacaktır. Ziyanda olanlar ise varoluşsal anlamsızlık içerisinde yaşayanlardır.
Hayata hamd ile bakabilmek duası ile…
Hatice Sümeyye Ulcay
[bdp_ticker ticker_title=”Son Yazılar” theme_color=”#dd9933″ font_color=”#4c4f56″]
Yorum Bırakın / Leave a Comment