Yardımlaşma ve hizmet, çağlar boyunca, sadece Resulullah Efendimiz` den (sas) başlayan ve sonrasında devam eden bir anlayış değil, bütün peygamberlerin, hatta insanlığın başlangıç noktasından itibaren, insanla birlikte varolagelmiş, bir topluma ait olmanın sembolü haline gelmiştir. Toplumlar, ancak insanla varolmuş, insana hizmet ise toplum fertleri arasında “ne verirsen elinle, o gelir seninle” hükmü gereğince, yardımlaşmanın de temelini oluşturmuştur.

Yardımlaşma sadece İslam beldelerinde değil, bütün din ve toluluklarda önemini muhafaza etmiş, topluca yaşamanın gereği olmuştur. Çünkü toplumda yaşayan herkes bir diğerine muhtaçtır. Öyleyse muhtaç olmadan önce, muhtaçlara yardım şarttır.

Tasavvufi akımlar ise belki de çoğunun abartılı olduğunu düşünecek kadar ileriye gitmiş, halka hizmeti, kendi nafile ibadetinden üstün görmüş ve insana yardıma koşmuştur. Aslında tasavvufta yardım ve hizmet anlayışının temelinde, hastaya, düşküne, fakire olduğu kadar, yaşayan her canlıya, yaralı hayvana, uçan kuşa, hatta tabiata hizmet aşkı vardır. Hiç bir canlı ihmal edilmez, çünkü sonuçta bütün canlılar insana hizmet için yaratılmıştır.

Halka hizmet denince, öyle çok büyük, çok muazzam faaliyetler veya çok büyük paralar düşünülmemeli. Belki çok küçük bir davranışın, Rabbimizin katında, büyük mükafatlara ermemize vesile olabileceği göz ardı edilmemelidir.

Hatta çoğu zaman hayır derneklerinde bile nasıl hizmet edilir, ne yapılması gerekir fikri bir karmaşaya dönüşür, büyük ve ses getiren faaliyetlerin sevabının büyük olcağı şeklinde yanlış bir kanaate varılır. Abdülaziz Kazaniz hazretleri; “İslâm yaşanan bir nizamdır. Yaşanırken konuşulur.” demekle, sadece ses getirmek, konuşmak, anlatmak yerine, yaşamak ve örnek olmanın hepsinden daha önemli olduğuna dikkat çekmiştir.

Seneler önce 55-60 yaşlarında emekli bir öğretmen tanırdım. Dindar, sevimli, cana yakın bir hanımdı. Aniden felç geçirdi ve eli ayağı tutmaz oldu. Yalnız yaşıyordu ve kimsesi de yoktu. Bir yardımcısı vardı ve iyi de bakıyordu kendisine. Terapilerle falan biraz yürümeye ve ellerini hareket ettirmeye başladı, kendi işini görebiliyordu. Arada bir ziyaretine gider, bir ihtiyacı olup olmadığını sorardım. Annem öyle isterdi, “sevaptır kızım” derdi.

Bir gün okuldan eve gelirken, balkona çıkmış, birinin yolunu gözler buldum kendisini. Beni içeri çağırdı ve başörtüsünü bağlamamı rica etti. Bağladım… Ve sırf bunun için ne kadar dua aldım bilir misiniz? Benim için bu iş çocuk oyuncağıydı. Ama ya onun için?

Bu düşüncelerle, hanımlarımızın, özellikle de hayır derneklerinin çalışmalarına bir örnek teşkil eder umuduyla, örnek bir gönüllü çalışmalar listesini istifadenize sunmak istiyoruz. Umarız hizmetlerinize bir nebze olsun katkıda bulunmuş oluruz;

  1. Kitap, okul malzemesi, elbise, okul üniforması gibi şeyler toplamak ve dağıtmak.
  2. Yetimleri, öksüzleri tesbit edip, ziyaret etmek ve hediyeler götürmek.
  3. Gençlerle sportif aktivite yapılabilecek günler düzenlemek.
  4. Tanıdık tanımadık hastahanelerde ziyarete gitmek, hal hatır sormak.
  5. Uçurtma günleri ve piknikler tertip etmek ve özellikle ailedeki gönlünü ısındırmak istediğiniz gençleri davet etmek.
  6. Şiir okuma ve konuşma yarışması düzenlemek.
  7. Maddi imkanlar elverirse, sakat çocuklar için bir oyun sahası sponsorluğunu yapmak.
  8. Bir program düzenleyip, gençlere danışmanlık yapmak.
  9. Belli periyotlarla (mesela haftada bir) kitap okuma saati yapıp, hikaye okuma zamanı ayarlamak.
  10. Okul sonrası veya yaz tatillerinde günlük dersler tertip etmek, gençlerin derslerine, problemlerine yardım etmek.
  11. Huzur evlerini ziyaret etmek.
  12. Çevre temizliği günü tertip etmek, çöpleri toplamaya yardım etmek, bunun için, herkese torba, eldiven ve araç gereç dağıtmak, belediye ile ortaklaşa çalışmak.
  13. Sokakta pankart açıp, ücretsiz araba yıkamak, bunun için gençlerden yardım istemek, (okul faaliyetleri için destek ve bazı çalışmaları tanıtım maksatlı yapılabilir)
  14. Bir dua ve yardımlaşma kardeşliği gecesi düzenlemek, gecede kardeşin kardeşe haklarından bahsetmek.
  15. Doktora kendi başına gidemeyenlere yardımcılık yapmak, evinden alıp doktora götürmek, ücretini ödemek.
  16. Konserve yiyecek toplamak ve dağıtmak, çünkü konserve yiyecek kolay kolay bozulmadığı gibi, dağıtması da kolay oluyor.
  17. Körlere kitap okumak.
  18. Yaşlıların alışverişini yapmak.
  19. Evsiz insanları tesbit etmek, yemek ikram etmek ve bunu düzenli olarak yapmak.
  20. Yürüyüş günleri tertip etmek, belli bir km. hedeflemek ve o günlerde su dağıtmak,
  21. Kan verme günleri tertip etmek, doktor çağırıp, herkese tıbbi tarama yaptırmak.
  22. Çiçek dikme veya ağaç dikme günleri tertip etmek. Belli zamanlarda bir kişinin evine gidip birlikte o kişinin bahçesine ağaç veya çiçek dikmek…
  23. Kütüphaneye kitap bağışı yapmak.
  24. Sokakta kalmış hayvanlara yardım etmek, tedavi etmek, veterinere götürmek.
  25. Mahalleye yeni gelen komşuya, hoşgeldin demek, araç-gereç, malzeme oluşturmak ve sunmak.

Eminiz bunları okuyan değerli okuyucularımız, çok daha yararlı hizmetler yapıyorlardır. Bunları bizimle paylaşırsanız, listemize sizin faaliyetlerinizi de ilave ederiz. Böylece okuyan herkesin istifade edeceği bir listemiz olur.

Rabbim her faaliyetinizi güler yüzle ve sırf O`nun rızası için yapmamızı nasip eylesin…

Daha fazla bilgi almak isterseniz, linki tıklayınız;

lancaster.unl.edu

Rabia Yener

Ekim /2012