Duyu bütünleme bozukluğu dünyada henüz çok bilinmeyen bir hastalık olmasına rağmen son yıllarda oldukça yaygınlaşmaya başlamıştır. İngilizcede “Sensory Processing Disorder” olarak bilinen Duyu Bütünleme Bozukluğu genellikle çocuklarda görülen nörolojik bir bozukluktur ve sıkça otizm ve hiperaktivite bozukluğu gibi durumlarla karıştırılır. Hatta bazen hastalık teşhis edilemeyip bu çocuklar özellikle aileleri veya öğretmenleri tarafından “yaramaz bir çocuk” olarak tanımlanırlar.

Bu yazıda “Duyusal Bütünleme Bozukluğu tam olarak nedir ve hastalığının belirtileri nelerdir?” sorularının cevaplarından bahsedip, tedavisi nasıl olur kısaca değineceğim.

Gün boyunca birbirinden farklı birçok duyuyla karşı karşıya geliriz. Duyusal sistemimiz tam sekiz bölümden oluşur.

1. Tat Duyusu: Tatlı, ekşi, acı ve tuzlu gibi farklı tatları algılamamızı sağlar.
2. Görme Duyusu: Nesneleri, insanları, renkleri vs. algılamamızı sağlar .
3. İşitme Duyusu: Çevremizdeki sesleri algılamamızı sağlar.
4. Koku Duyusu: Kokuları algılamamızı sağlar .
5. Taktil veya dokunma duyusu: Dokunma, basınç, sıcaklık, ve ağrı hakkında bilgileri algılamamızı sağlar .
6. Vestibuler Duyu (denge): Vücut pozisyonumuzdaki değişiklikleri ve başımızın hareketleri ile alakalı bilgi verir .
7. Proprioseptif Duyu (vücut farkındalığı): Vücudumuzun uzaydaki pozisyonu ve uzuvlarımızın nasıl hareket ettiği ile alakalı bilgi verir .
8. Interoseptif Duyu (iç organ duyuları): İç organlarımızdan gelen hisler ile alakalı bilgi verir mesela acıkma, susuzluk, vücut sıcaklığı, kalp hızı, uyku, uyanıklık vs.

Vücudumuzdaki duyu organlarımızın beynimize ilettiği sinyaller ve algılar doğrultusunda beynimiz bu bilgileri kullanarak vücudumuzun çevreyi algılamasını ve doğru reaksiyonlar göstermesini sağlar. Bu tıpkı nefes almamız gibi bilinçsiz bir şekilde gerçekleşir, otomatikleşmiştir.

Beynimiz duyular tarafından tespit edilen tüm bilgileri gözden geçirerek organize eder, nelere odaklanacağımızı seçer, ve o anki durumun amacına uygun bir şekilde hareket etmemizi sağlar. Yani günlük isleyişimizdeki başarımız beynimizin ve vücudumuzun uyum içinde çalmasına bağlıdır. Eğer beynimiz duyularımızla elde ettiğimiz bu bilgileri doğru bir şekilde algılamazsa yani duyu organından gelen sinyaller doğru bir şekilde beyine iletilmezse vücudumuz fonksiyonel bir reaksiyon gösteremez. Bu durumda da Duyusal Bütünleme Bozukluğu ortaya çıkar.

Bunu bir örnekle açıklayalım: Bir öğrenci sınıfta oturuyor ve öğretmeninin anlattığı dersi dinlemeye çalışıyor. Bu öğrencinin arkasındaki öğrenciler sesiz bir şekilde kendi aralarında fısıldıyorlar, sağ tarafındaki öğrenci kitabının sayfalarını çeviriyor, sol tarafındaki ise kalemini masaya vuruyor, sınıftaki kızlardan birinin yoğun parfüm kokusu geliyor, ön taraftaki bir başka öğrenci sürekli hareket halinde, camdan bahçede oynayan çocuklar görünüyor, sınıftaki ışıklar titreşiyor ve çok parlıyor, koridordan öğrenciler geçiyor. Bunların hepsi bir sınıf ortamında çok sık rastlanan durumlar. Duyusal bütünleme bozukluğu olmayan bir öğrenci genelde etrafındaki olup biten ufak şeyleri fark etse bile görmezden gelip öğretmenine odaklanabilir. Ama duyusal bütünleme bozukluğu olan bir öğrenci bunu yapamaz. O parlak ışığa, kokuya, seslere, etrafındaki hareketlere odaklanır ve bir nevi bunların içerisinde boğulur. Bu nedenle de ortama uyum sağlayamaz, yaşadıklarına anlam veremez, doğru tepki veremez, düşüncelerini ve davranışlarını kontrol edemez. Yani öz düzenlemesini yapamaz.

Duyusal Bütünleme Bozukluğu belirtileri her çocukta farklı olabilir. Beyin farklı duyu sinyallerini normal bir şekilde algılamayınca çocuk normal bir reaksiyon vereceğine aşırı tepki verebilir, yetersiz tepki verebilir, veya tepkisiz kalabilir. Aşağıdakiler Duyu Bütünleme Bozukluğunun en yaygın belirtileridir :

Çocuğun;

• Çamura, kuma, çimene, oyun hamuruna, parmak boyasına dokunmak gibi durumlarda aşırı tepki göstermesi (dokunmaktan kaçınırlar)
• Vücut temasına, beklenmedik bir dokunuşa ve sarılmalara karsı aşırı tepki vermesi
• Ellerinin kirli veya ıslak olmasından rahatsız olması
• Belli tip kıyafetlere/kumaşlara karşı güçlü bir tercihi veya nefreti olması
• Işıklara ve kokulara karşı aşırı tepki vermesi
• Dokulu gıdaları yemeyi reddetmesi veya geğirerek tepki vermesi
• Diş fırçalamaya, saç taramaya, tırnak kesmeye karşı aşırı tepki vermesi
• Seslere karşı aşırı tepki vermesi (elleri ile kulaklarını kapatır)
• Kalabalık ortamlarda aşırı tepki göstermesi
• Pasif kalması
• Geç tepki vermesi
• Aşırı tepki vermesi ile birlikte agresif davranması
• Riskli hareketlerde bulunması veya aşırı temkinli davranıp tedirgin olması
• Sıkça düşmesi, başkalarına çarpması, ve dengesini koruyamaması
• Bir aktiviteden diğerine seri bir şekilde geçememesi
• Çok fazla veya çok az kuvvet kullanması
• Oyun sırasında istemeyerek başkalarına zarar vermesi
• Ağrıya karşı yüksek veya düşük toleransı olması
• Acıktığını veya doyduğunu hissetmemesi
• Hissettiği farklı duygulara karşı uygun olmayan tepkiler vermesi
• Soğuk/sıcak suyu veya havayı ayırt edememesi
• Dikkat dağınıklığı olması
• Kontrol eksikliği olması
• Kolayca yorulması
• Zayıf vücut farkındalığı olması yani vücudunun uzaydaki pozisyonu algılayamaması (poor body awareness)
• Koordinasyonunun zayıf olması
• Sürekli hareket halinde olması
• Kendisini sakinleştirmekte zorluk çekmesi
• Gecikmiş kaba ve ince motor becerileri olması

Maalesef ki duyusal bütünleme bozukluğu günlük hayata fazlasıyla etki ediyor. Bebeklikte başlayarak ilerleyen yaşlarda da devam edebilen bu bozukluk en çok da okul çağındaki çocukların gelişimlerini ve yeni bilgiler öğrenmelerini etkiliyor.

Bu çocukların olumsuz davranışları ve hareketleri karakterlerine bağlanmamalıdır. Başta bahsettiğim gibi onlar yerinde olmayan, anormal hareketlerinden dolayı bazen “yaramaz” bir çocuk olarak da algılanabilirler ama onların bilerek veya isteyerek bu şekilde davranmadıklarının ve tepkilerini kontrol edemediklerinin farkında olmamız önemlidir.

Duyu bütünleme bozukluğun tedavisi mümkündür.

Eğer çocuğunuzda duyu bütünleme bozukluğu olduğundan şüpheleniyorsanız bir doktora danışmanızı ve çocuğunuzun bir ergo- terapist tarafından değerlendirilmesini öneririm.

Ergoterapistler iyi bir gözlem yaparak çocuklardaki duyu bütünleme bozukluğunu teşhis etmek ve “Duyusal Entegrasyon Terapisini” uygulamak için eğitim alan terapistlerdir.

Bu tedavi ile birlikte çocukların sağlıklı bir şekilde çevreyi algılamaları ve işlevsel tepkiler göstermeleri sağlanabilir.

Rabbim tüm çocuklara sağlık ve sıhhat versin!

Selin Engeç, Ergoterapist (Occupational Therapist)