Amerika`da Hayırseverlik

En geleneksel toplum düzenlerinin dahi tüketim üzerine kurulduğu, giderek bencilleşen materyalist dünyamızda hak, hukuk, insanlık, diğergamlık, hayırseverlik, yardımlaşmak gibi kavramlar artık unutulmaya yüz tutmuş olsa da, herşeye rağmen, yardımlaşma ruhunun bütün bütün kaybolmadığı, hayırsever insanların ve kuruluşların hala var olduğunu bilmek ümit verici.

İnsanda fıtri olarak mevcut olan, ancak kullanılmadığında paslanan, doğru kullanıldığında ise sosyal statüleri bile değiştirme gücüne sahip bu yardımlaşma ruhunun, ekonominin gelişmesi, gelir seviyesinin yükselmesiyle, sistemli ve son derece etkin bir güce dönüştürmek pek ala mümkündür ve bu doğrultuda pek çok uluslararası kuruluş ve organizasyon vardır.

Hayırseverlik; sağ elin verdiğinden sol eli haberdar etmeyen, komşusu açken tok yatan bizden değildir anlayışının hüküm sürdüğü kadim bir İslam geleneğidir ki; Hristiyanlık, Yahudilik hatta Hinduism ve diğer topluluklarda bile bu anlayışın izleri sürülebilir. Esasen bir toplumu medeniyet seviyesine yükselten bu asıl duygular ve toplumdaki hemen her ferdin üzerinde görülen tezahürleridir.

Amerika`da Philanthropy-Hayırseverlik Kavramı ve Tarihi

Philanthropy: Hayırseverlik kelimesi, eski Yunancadan philanthropia kökünden gelen, insanı sevmek anlamındadır. Bugün kullanılan şekliyle, iyilik yapmak amacıyla kişilere veya gruplara bağışta bulunmak, hayır yapmak ya da hayır yapmayı sevmek anlamlarına gelmektedir.

Amerika’da hayırseverlik anlayışı, büyük çoğunlukla dini inanışlar, gelenekler ve kültürel faktörlerden gelir, ancak organize bir şekilde yardımlaşma geleneği Kızılderililerin adetlerinden süzülerek günümüze ulaşmıştır.

Potlatch; Chinook denilen bir Kızılderili kabilesinin jargonundan türemiş; havaya atma, gıda dağıtma, hediye verme anlamlarına gelmektedir. Potlatches festivalleri diye adlandırılan bu kutlamalarda Kızılderililer hediyeleşir ve yemek dağıtarak yardımlaşırlar. Bugün hala, yılın belli zamanlarında Amerika’nın kuzeyinde ve Kanada’da kutlanmaya devam edilmektedir.

İlginç olan Potlatch festivalleri 60-70 yıl kadar, yeterince dini olmadığı, daha doğrusu yeterince Hristiyan olmadığı gerekçesiyle yasaklanmış, 1950`lerden sonra tekrar kutlanmasına müsaade edilmiştir.

Bir hatırlatma; Birbirine çok benzese de Potlatches ve potluck kelimelerinin birbiriyle alakaları yoktur. Potluck; İngilizcede pot- tencere ve luck- şans kelimelerininin bir araya gelmesinden oluşur ki, herkesin birer tencere yemek getirmesiyle verilen yemek ziyafetidir, potlatch kelimesiyle yanlışlıkla karıştırılmış ve isminin bu festivalde yapılan etkinliklerden geldiği düşünülmüştür.

En Cömert Ülkeler

Son yıllarda yapılan araştırmalara göre; Amerika, dünyada gayri safi milli gelirlerine oranla en çok bağış yapan, halkı en cömert ülkeler arasında ilk sırada. BBC ve Independent gibi kaynaklara göre en cömert ülke Myanmar. Myanmar çok zengin bir ülke olmamasına rağmen nasıl oluyor da cömert ülkeler arasında yer alıyor derseniz, araştırmacılar bunu Budist bir ülke olmasına bağlıyor. Şöyle ki; Budist rahipler tamamen halkın bağışlarıyla geçimlerini sağlayan bir zümre olması, halkın rahiplerin geçimini üstlenmeleri, onları bağış yapmaya yatkın hale getiriyor ve Myanmar`ı cömertlikte üst sıralara taşıyor.

Ülkelerin hayırseverlik durumu, halkının herhangi bir yardım kuruluşuna yardım etme, gönüllü faaliyetlere katılma, yardımlaşmada organize olabilme, yıllık gelirinden belli oranda bağış yapma ve ihtiyacı olanı görüp yardım etme vs. gibi durumları göz önüne alınarak tesbit ediliyor.

Türkiye bu listenin neresinde diye merak ediyorsanız eğer, karşınıza son derece cömert bir ülke insanı ve gurur verici bir tablo çıkar. “Küresel İnsani Yardım 2022 Raporu”na göre, Türkiye 5,5 milyar doları aşan yardım miktari ile dünyada Amerika`dan sonra en fazla yardım yapan ikinci ülke olurken, milli gelirine oranla ise en fazla yardım yapan ülkeler arasında birinci sırada yeraldi.1

Türlü sıkıntılara göğüs germiş ve germekte olan halkımızın bu gurur verici cömertligini ancak; paylaşmanın faziletini bilen, verdiğin senindir, biriktirdiğin değil anlayışını düstur edinmiş, Anadolu irfanı, Anadolu cömertliği, kadim geleneğin mirasçıları, Müslüman ahlakı gibi terimlerle açıklamak mümkün olabilir.

İstatistikler

Amerika`da sadece Katolik yardım kuruluşları 2013’de 10 milyon kişiye 4 milyar dolar yardımda bulunduklarını iddia ediyorlar. Dini amaçlı vakıfların, Müslüman ve Hristiyan organizasyonların da büyük oranda katkısı olduğu bu yardımlaşma kurumları, pek çok okul, hastane, uluslararası yardım kuruluşları, sosyal hizmet organizasyonları vs. kurup çalıştırıyorlar. Amerika`da yaz aylarında sıkça rastlanan, fırtına, kasırga, sel baskını, yangın gibi afetlerden sonra, organize yardım kuruluşları bölgeye akın ettiği gibi pek çok insan hatta ailece, çoluk çocuklarıyla yardım bölgelerine gidip, gönüllü çalışmalara katılarak yardımların mağdur ailelere ulaşması için gönüllü oluyorlar.

Dindar bir ülkedir Amerika; temelleri dini felsefe ile atılmış, hayatına kilise doktrinleri ve İncil öğretileriyle başlamıştır. Avrupa`dan gelen ilk göçmenler, yeni keşfedilen kıtaya, pek çok sebepten ancak en öncelikle dinlerini rahatça yaşayabilmek için gelmişler ve göçmenlerin gelmesiyle sosyal ve ekonomik hayat kiliseler etrafında kurulmaya başlanmıştır. Kuruluşundan bu yana kiliseler Amerika`da hayatın can damarı olmuşlardır hep.

Indiana Üniversitesinin bir araştırmasına göre; Amerika`da yılda 50 bin ila 75 bin lira kazanan kişiler yüzde 7.6 oranında, yılda 100 bin ve daha fazla kazananlar ise yüzde 4.2 oranında yardım yapıyor.

2006′ da 72 binin üzerinde olan yardım kuruluşları, bugün bir milyona ulaşmış, 39 milyar dolarlık meblağıyla gayri safi milli hasılanın yüzde 3` üne tekabül ederek Amerika`yı hayırseverlikte ilk sıralara taşımıştır.

13 Koloni

Amerika`ya 16. Ve 17 yy. da Avrupa`dan gelen ve dinlerini rahatça yaşamak isteyen göçmenler 13 tane koloni kurmuş, buralarda kök salmak, devlet ve millet olmak için kolları sıvamışlardır bile. Önce kiliseler inşa etmişler, sonra da yaptıkları kiliselerde topladıkları yardımlarla okullar inşa etmeye başlamışlardır. Belli ki kendi cahilliklerinin, nesillerinin de kaderi olmasını istememişlerdir. Bu elbette takdir edilecek bir davranıştır. Hemen her kilisenin yanında bir okul, her okulun yanında bir kilise vardır. Böylece kiliseler ilk yardım kuruluşları olurken, eğitimin temelleri de kiliselerden toplanan yardımlar yoluyla atılmıştır. Daha doğru bir deyişle, Amerika`nın temellerini kiliseler atmıştır.

18. Yüzyıla kadar yardımlar, organize bir şekilde olmasa da, kiliselerden ve zenginlerin vasiyetlerinden elde edilmiş, toplanan yardımlar eğitimden sağlığa, ev inşa etmekten, şirket kurmaya kadar, hatta hapishane yapımında dahi kullanılmıştır. Halbuki İslam’da sadaka ve zekatlar, ancak iyi ve faydalı bir işin yapılmasında kullanılabilen kaynaklardır. İslam kültüründe sadaka ve zekatlarla hapishane yapıldığı görülmemiştir. Bu da yardımlaşma anlayışının İslam toplumuyla, batı toplumu arasındaki en belirleyici özelliktir diyebiliriz.

Kiliselerin, Amerikan toplumu üzerindeki etkin rolünü görmek için sadece bir kaç örnek vermek yeterli olacaktır;

Yüksek Eğitim Kurumları

Harvard Üniversitesi;

Amerika`daki ilk yüksek okulun kurulması, 13 koloninin kurulmasından hemen sonraya rastlar. İngiltere kraliçesi hükümranlığındaki Protestan kilisesinden ayrılan reformcular yani Puritanlar,  New England da, (Üniversite sonraları Cambridge, Massachusetts’e taşınmıştır.) bir yüksek okul açmaya karar verirler. 17 bin Puritan`ın bir araya gelmesiyle, 1639`da Harvard üniversitesi`nin temeli atılır. Amerika henüz bağımsızlık bildirgesini yayınlamamıştır bile.

Yale Üniversitesi;

1701 de kurulmuş ve Amerika`nın 3. en eski üniversitesidir. Ruhban sınıfının papaz yetiştirmek amacıyla kurduğu bir üniversitedir. Yale üniversitesi. sonraları, dünyanın en prestijli üniversitesi arasına girmiş, bugün 61 Nobel kazanmış, beş Amerikan başkanı, sayısız diplomat ve kongre üyesi, 19 anayasa mahkemesi yargıcı, pek çok bilim adamı, milyonerler, iş adamları vs yetiştirmiştir. Üniv. New Heaven, Connecticut’tadır.

Princeton Üniversitesi;

Princeton, Amerika`nın en eski 4. üniversitesidir. 1746`da New Jersey`in Elizabeth şehrinde eğitime başlamış, sonraları Princeton`a taşınmıştır., New Jersey’de Presbyterian kilise meclisi tarafından kurulmuş, kuruluşundan ancak 46 yıl sonra üniversiteye bir Afrikan-Amerikan kayıt yaptırabilmiştir. Bugün bile fahiş oranda yüksek okul harçları nedeniyle okula sayılı African-Amerikan kaydolabilmektedir. Üniversite kampüsüne girişindeki ihtişamlı kilise gotik mimarının en güzel örneklerinden biridir. Kilisenin üniversitenin girişinde olması, dini veya seküler kaygıları olmaksızın, Hristiyan kimliğini rahatlıkla sergilemek ve ilan etmekte beis görmediğini göstermektedir.

Georgetown Üniversitesi;

Georgetown Üniversitesi, Amerika`nın en eski Katolik ve Cizvit üniversitesidir. 1789`da John Carroll’s vakfı tarafından kurulmuştur. Amerika`nın eğitim seviyesi bakımından en iyi üniversitelerinden biri olan Georgetown üniv. bugün lisans ve yüksek lisans olmak üzere 12 bin öğrenciyi barındırmaktadır.

Organizasyonlar

The Salvation Army;

Salvation Army, uluslararası bir yardım kuruluşudur. The Army 1865 `de Methodist papaz William Boot tarafından Londra`da kurulmuştur. Bu organizasyon, Evrensel Hristiyan Kilisesi`nin Evancelik kanadını oluşturur. Çalışma amaç ve faaliyetleri İncil’e dayanır. Papazları Tanrı sevgisiyle motive edilir. Misyonu, İsa Mesih’in müjdesini vaaz etmek ve ayrımcılık yapmadan Onun adına insanların ihtiyaçlarını karşılamaktır.

Organizasyonun dünya çapında 1.7 milyonun üzerinde üyesi ve 131 ülkede temsilcilikleri vardır. Özellikle fakir ve gelişmekte olan ülkelerde kimsesizler için evler yapmak, doğal afet ve felaketler için fonlar ayırmak, insanı yardımlar yapmak gibi çalışmalarda bulunur.

YMCA;

The Young Men’s Christian Association (YMCA), kısaca The Y, diye de adlandırılan cemiyet, Geneva, Switzerland` da kurulmuş uluslararası bir organizasyondur. 125 şubesi olan kuruluşun fonundan, yaklaşık 58 milyon kişi istifade etmektedir.

Kuruluşun amacı, sağlıklı beden ve sağlıklı bir zihin için Hristiyan prensiplerini ve öğretisini hayata geçirmektir. Yüklüce bir bağış getirisiyle, atlet tesisleri kurar, çeşitli bedensel beceriler için kurslar düzenler, insanı yardımlar yaparak Hristiyanlığı teşvik eder.

YMCA bugün hala dini bir kuruluş olmaya devam etse de, zamanla bu özelliği, önemini kaybetmiş veya bu özelliğinin öne çıkarılmasından vazgeçilmiştir. Kuruluşun bugünkü uluslararası sloganı “gençleri güçlendirmek” olarak ifade edilmektedir.

İslam’da Yardımlaşma

Denilmiştir ki; Yardımlaşma, toplumun inançla inşa edilmesi ve toplumun kenetlenmesiyle inancın inşa edilmesidir. Zira her Müslüman diğer Müslüman kardeşinden sorumludur. İslam; devletinden açları doyurmasını, yetime bakmasını, dulu gözetmesini ister ve beklerken, aynı zamanda her bir Müslümanı fert fert birbirinden sorumlu tutar.

İslam’da hayırseverlik, eli açıklık, cömertlik, sadaka, zekat kavramları ibadettendir. İbadetin böylesi sadece İslam`da vardır ve yekdiğerini düşünme, birbirinden haberdar olma, birbirini koruyup kollama esasına dayanır ki bu; toplumun her kademesindeki, her seviyesindeki insanların birbiriyle kenetlenmesini sağlayan bir unsurdur.

Zengin daha fakire, fakir daha fakire yardım eder İslam toplumunda. Dolayısıyla, madde, eşya, mal, mülk veya para dünyalıktır, gönle girmez, sokulmaz. Elden ele sadece gereğince ve yeterince dolaşması icab eder. Maddi zenginlik, mal, mülk ancak o mal ve mülkün hakkını verdiğin, zekat ve sadakayla malını temizlediğinde kıymetli olur.

Son Söz

Peygamberimiz (sav) “Zenginlik mal çokluğuyla değil, gönül tokluğuyladır” buyurur bir hadis-i şerifinde. Bu da demektir ki; toplumların inşası zenginlikle değil, inanç, fikir ve gönül birliği ile mümkündür. Bir şeyi toplumca çok istemek, yapabileceğine inanmak, toplumca hayal kurmak, çoğu zaman toplumun inşası ve ihyası için yeterli olabilir. Batıda bugün gelinen nokta hep bu inancın ve birlik olmanın semereleridir. Unutmayalım ki; Allah her ne inançta olursa olsun kişiye bu dünyada sarf ettiği emeğinin karşılığını veriyor. Ancak ahirette sadece Müslüman mükafata erecek; ancak başarısı oranında değil, niyeti, gayreti ve himmeti ölçüsünde. Niyet hayr, akıbet hayr…

Rabia Yener
Rebiulahir 1440, Aralık 2018

  1. Anadolu Ajansı- Türkiye, en çok insani yardım yapan ülke sıralamasında zirvedeki yerini korudu

2 Yorum / Comments

  1. Ayşe 09/12/2018 at 16:39 - Cevapla / Reply

    SA Rabia hanim Amerikadaki hristiyan üniversite ve yardim kuruluşlarından bahsetmişsiniz ama müslümanların açtığı okul ve yardim kuruluşlarından bahsetmiyorsunuz. Mesela Kaliforniyadaki Zaytuna Koleji ve Helping Hand( Yardim eli ) gibi kuruluslar var.

    • Rabia Yener 09/12/2018 at 18:31 - Cevapla / Reply

      Was Ayse hanim. Elestirinizde hakli olabilirsiniz. Ancak islami cemiyetler ve yardim kuruluslari bu yazinin konusu degildi. Bizim bu yazida asil islemek istedigimiz bir hristiyan ulkesi olarak Amerika`daki hristiyanlarin, yardim ve egitimde ne kadar etkili olduguydu. Insallah baska bir yazimizda Islami kuruluslarin amerikan toplumuna katkilarindan bahsederiz. Tesekkur ederim.

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top