Hayat pahalılığı
Tahmin edilenin aksine, Çin’de hayat pahalı. Yurt dışına üretilip gönderilen ürünlerde vergi muafiyeti bulunduğu için maliyetler daha uygun olmasına rağmen Çin vatandaşları için durum pek de iç açıcı değil. Guangzhou şehri bir metropol olduğu için vergileri çok yüksek, şehirden kentsel yerleşim bölgelerine doğru hareket ettikçe daha makul fiyatlar görebiliyorsunuz. Metropol bazında devam edecek olursak gıda ürünü satın alırken halk pazarındaki yerel meyve sebzeler için bile Türkiye’dekinin 4-5 katı fiyat ödemeniz gerekmekte.
Hal böyle olunca Çin ailelerinde tüm fertler çalışıyor, genç nüfus şehirde akranlarıyla bir arada yaşıyor, çalışıp birikim yapıyor, ebeveynler kırsal bölgede nispeten uygun bütçeyle hayatını devam ettiriyor. Şehir hayatında çocuklar bakıcıların ya da eğer emekliyse anneanne ya da babaannenin yanında büyüyor.
Hangi ürünler makul
Fiyatların Türkiye ile kıyaslandığında nispeten uygun olduğu belki tek özgün sektör plastik eşya ve ahşap mobilya sektörü. Bambudan ya da doğal ahşaptan geleneksel ve estetik, oldukça zarif eşyalar bulunabiliyor çarşılarda. Genel temayülü küçük evlerde hızlı yaşamak olan halk için polikarbondan pratik ev eşyaları kolaylıkla bulunabiliyor.
Çin’den parlayan bir diğer sektörse LED aydınlatmalar olabilir. Türkiye’den bu işi yürütmek üzere gelen pek çok aile mevcut. Bu lambaların maliyeti yerleşik halk için de uygun sayılır. Hatta caddelerde hava karardığında yüksek binaların, köprü ve ağaçların birbirinden rengi ve farklı tasarımda ışıklarla aydınlatıldığını, adeta bir ışık şöleni sergilendiğini gözlemliyorsunuz.
Bunun haricinde, herkesin malumu olduğu üzere, Çin, taklit imalat konusunda dünyada birinci sırada. Kendi ülkelerine ait 120’den fazla araba markası var ve her birini meşhur başka bir arabaya benzetmek mümkün. Bu hemen her teknolojik üründe böyle. Guangzhou şehri de elektronik eşya, saat, çanta, oyuncak, çocuk kıyafeti, kumaş ve şal gibi saymakla bitmez pek çok ürünün toptan satışının yapıldığı bir merkez niteliğinde. Bu ürünlerin çok kalitelilerini de uygun fiyata bulmanız mümkün. Yüksek kaliteli ürünler için bazılarının taklit değil sadece seri üretim fazlası ya da fason olduğu söyleniyor hatta. Alışverişte verilen fiyatlarda pazarlık payı mutlaka oluyor, pazarlık edecek kadar Çince bilmeniz ya da yanınızda dil bilen bir rehberiniz olması şart, yoksa turist muamelesi görüp bir mala, ederinin 4-5 katını ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Kadim, zarif ve latif bir kültürle yoğrulmuşken her nasıl olmuşsa geçirdikleri sözde kültürel özde ekonomik bir devrimin (Mao devrimi) ardından bazı hasletlerini kaybetmişler. Kadın- erkek, dede-nine, toplumun hemen her ferdine çalışma yükümlülüğü getiren bu devrimin ardından annelik rolü de rafa kalkmış. Devlet kuralı gereği iki çocukla yetinmeleri gerekiyor ama onlar zaten bir çocuğu anneanne babaanne ile köye terk ederek yetiştiriyorlar(!). Çiftler evlenmeden önce müstakbel anneanne babaannelerden torunlarına köyde bakma sözü alıyor. Genç neslin iyi para kazandıran hem de prestijli bir işinin olması ve ev ve araba gibi asrın zaruri(!) ihtiyaçlarını temin edecek ekonomik güçte olmaları gerekiyor. Bu suretle yetişen çocuklar duygusal yönden ne derece olgunlaşabilir! Yegane gayeleri para ve mevki kazanmak olan nesiller yetişmeye devam ediyor.
Bu yeni düzende aile reisliği rolünü adeta hanımlar üstleniyor. Ticareti de hanımlar ele almış gibi görünüyor, iş söz konusu olunca hanımlar erkeklere nisbeten daha radikal ve tavizsiz hareket ediyor.
Çin esnafı verdiği fiyatı pazarlıkla yarıya kadar indirir tesbit ve tavsiyesinde bulunan selef gurbetçilerimize nisbet edercesine hanım satıcılar indirim lafını ağızlarına bile almıyorlar. Çinli hanımlar da İslam kültüründe olduğu gibi eşlerinin soy ismini taşımayarak babalarının soy ismiyle anılıyorlar, ancak İslam kültüründe evladının künyesini taşıma şerefi de hanıma bahşedilirken Çinli hanımlar bundan yoksun bulunuyor.
Saadiyye Eryılmaz
Yorum Bırakın / Leave a Comment