Depresyonlu biriyle yaşamak zorunda olan biri ne yapmalı? 

Böyle bir kişinin ilk hedefi öncelikle kendini korumak olmalı. Kendi hayat enerjisini sürekli depolamalı ve hatta karşıdakine de vermeye çalışmalıdır. Depresyondaki kişiye, geçmişiyle ya da gerçek potansiyeli ve şu an ortaya çıkardıkları konusunda farkındalık vererek, uzman yardımı almaya ikna etmelidir. Genelde depresyondan çıkmak için gereken bir kaç eylemdir ama onları yapmak da kişiye zor gelir.

Karşınızdaki kişinin hayatında olması gereken eylem ya da eylemleri bulup yapması yönünde teşvik edin. Unutmayın motivasyon da depresyon da bulaşıcıdır, hangi taraf daha güçlü bir şekilde yaşıyorsa onunki geçer.

Kişinin kendisine zaman ayırması ne demektir? Boş boş oturmak dinlenmek midir?

Kişinin kendisine zaman ayırması demek; ruhi, zihinsel, sosyal ve bedensel olarak ihtiyaçlarını karşılayacak işlerle meşgul olması demektir yani ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Kişinin ihtiyacı da yaşı, zeka ve eğitim seviyesi ve yetişme tarzı ve amaçlarına göre değişir. Bizi yapacağımız işlere çoğu zaman yönlendiren ihtiyaçlarımızdır. Alışkanlıklar da ihtiyaçların belirleyicisidir. Nefis çoğu zaman ihtiyacımız olmadığı halde bizi ihtiyacımız varmış gibi gereksiz ya da boş bir işi yapmaya yönlendirir. İradeyi geliştirip nefse karşı uyanık olmalıdır.

Nefis bizim içimizdeki düşmanımız olup vaktimizi ne kendimize ne başkasına faydası olmayan boş işlerle geçirmemiz için sürekli yönlendirir. Tembellik, bananecilik, boşvercilik en büyük meziyetleridir. Yaptığımız işin isabetli olup olmadığını değerlendirebilmek için kendimize ya da bir başkasına faydası olup olmadığına bakmalıyız. Yapılan işin ne kadar çok kişiye faydası varsa o kadar hayırlıdır. Meşguliyetlerin en hayırlısı ilim ile meşgul olmaktır. Psikolojik olarak  kişi kendini kaliteli bir işe muhatap etmekle kendine kıymet vermiş olur.

Bir yetişkin kişi, televizyonun karşısına geçip uzun uzun vakit geçirmeyi “kendine vakit ayırmak” olarak görürse bu durum nefsin oyuncağı olmakla birlikte, ihtiyaçlar ile nefsin kişiyi boş işlere yönlendirme meylini karıştırmaktır. Kişinin boş sözleri ve boş işleri terk etmesi imanının olgunluğunu gösterir. İnsan bir amaç için yaratıldığı gibi yapacağı her işinde bir amaç olmalıdır. Her daim amacını niyetini kontrol etmelidir. Müminin dinlenmesi meşguliyet şeklini değiştirmesi şeklindedir, boş boş oturmak şeklinde değildir. Boş boş oturmak nefsi beşler, kişiyi dinlendirmek yerine tembelleştireceği için bu durumu alışkanlık haline getirmesine sebep olur. Kur’an-ı Kerim yanlarına üzerine yatarken bile zikredenleri överken boş boş oturmayı nereye sığdırabiliriz?

Acaba iyi bir dinleyici miyim?

İyi bir dinleyici olmanın bir kaç özelliği vardır, bunları taşıyıp taşımadığınızı kontrol ederek kendiniz teşhis edebilirsiniz.

  • Muhatabınla göz kontağı kurulması.
  • Sözünü bitirmeden kesmemek.
  • Sözünü bitirince, söyledikleriyle ilgili geri bildirimde bulunmak. Cevap vermek ya da bize hissettirdiği duyguyu ya da onun hissettiği hakkında düşündüklerimizi söylemek.
  • Dinlerken sadece söylediklerini değil, söylemeyip söylemek istediklerini de dinlemelidir. (Bu özellikle aile içi iletişimde önemlidir.) Konuşan kişinin ruhunu da dinlemelidir.

Sağlıklı iletişim için nelere dikkat etmek gerekir?

Sağlıklı iletişim için ilk şart, iletişimde bulunacak kişilerin sağlıklı olmasıdır.

Karşı tarafa düşen değil de sadece bize düşen yanına bakacak olursak, sağlıklı iletişim kendini doğru anlayıp doğru ifade etmekle başlar. Kendini doğru anlamak duygu ve düşüncelerini hangi durumun kendine ne hissettirip ne düşündürdüğünü bilmektir. Doğru ifade ise, doğru zaman ve doğru kelimelerle mümkün olduğunca öfke gibi iletişimi olumsuz etkileyebilecek duygulardan sıyrılarak yapılır.

Acaba çocuğum üstün zekalı mı, yoksa ben mi abartıyorum?

Zekası üstün olan kişi, hem akademik hayatta hem sosyal hayatta başarı gösterir. Çevresiyle uyumlu ilişkiler içerisinde olur. Önceden tahmin yeteneği, doğru şekilde algılama yeteneği yüksektir. Bu özelliklere sahipse elbette üstün zekalı olabilir. Bunu en iyi şekilde anlamanın yolu, zeka testi yaptırmaktır.

Delikanlı yaşındaki oğlum çok dağınık. Odasını toplamalı mıyım, yoksa kendi haline mi bırakmam lazım?

Kendisi durumdan rahatsız olana kadar kendi haline bırakabilirsiniz ama sizin içiniz hiç rahat etmiyorsa zaten dayanamayıp toplayacaksınız muhtemelen. Ancak bana öyle geliyor ki gerçek problem, oğlunuzun ve sizin dağınıklık anlayışınızın ve dağınıklıktan duyduğunuz rahatsızlığın farklı olması. Öyle rahat ediyorsa onun kendi alanına müsamaha gösterin ama ortak kullanım alanlarında biraz daha diretebilirsiniz.

Gençlere müdahale hangi noktada olmalı? Saç ve kıyafet konusunda tamamen özgür mü bırakmalıyız?

Eğer dine ve kültüre aykırı bir görüntüsü yoksa çok mücadeleci olmayın, zira karakterin oturduğu bu dönemlerinde tercihlerine saygı görmek en doğru tercihi yapmaktan daha önemli. Bir kaç yıl sonra hem zevkleri oturacak, hem de biraz daha yetişkinler arasında kabul görecekleri şekilde tercihte bulunacaklardır.

Psik. Tuba Erdönmez Yıldırım